Teoloji & Doktrin

Kutsalların Dayanması Nedir?

Kutsalların dayanması nedir? Bir kişi kendisine iman armağanı verilip, sonra onu kaybedebilir mi? Bir kişi İsa Mesih’in kanının akıtılmasıyla kurtulup, daha sonra inançsızlığa düşebilir mi? Bir Hristiyanın lütuftan düşmesi mümkün müdür? Bunu mümkün gösteren zorlu Kutsal Kitap ayetleri ne demektir? Hristiyanları sona kadar doğru kalmaya yönlendiren ayetler ne anlama gelmektedir? Peki gördüğümüz gerçek örnekler- bir Pazar yanımızda oturan, fakat ertesi hafta kiliseyi bırakıp Mesih’i reddeden insanlar? Bizler Kurtarıcı’yla evlenip, Tanrı’yla boşanmayı seçebilir miyiz?

Bu soruların cevapları, Reform inancını anlamada önemlidir. Ünlü Baptist vaiz Charles Haddon Spurgeon’un yanı sıra Reform inancının İsa Mesih’in müjdesi olduğuna inanan bizler, Kutsal Kitapsal Hristiyanlık anlayışı için önemli olan soruları hiçbir zaman kaybetmeden ekleyebilmeliyiz. Bir pastör olarak, birinci elden sayısız deneyim yoluyla, bu soruların ve cevapların Hristiyan yaşamıyla direkt bağlantısı olduğunu biliyorum. Teolojinin tamamı yararlıdır. İsa Mesih, ‘‘gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak’’ derken kastettiği şey buydu ( Yuhanna 8:32). Tanrı’nın Kelamını derinden anlamaya özgürlük eşlik eder- duyguları iyileştirebilen, suçun lekesini kaldıran ve görkemli, kutsal, kusursuz, Mesih’i yücelten bir yaşam için umut veren bir yaşam açar.

Ama çarçabuk sonuca gitmek istemiyorum. Ağır ağır ilerlemek istiyorum, hatta-haya edebiliyorsanız eğer- arkanızdaki koltuğa oturup seyretmek istiyorum. Bu, bir tartışma değildir. Tartışmaya yönelik bölümler de vardır. Hiç kimseyi ikna etme çabasında da değilim. Bunun yerine, ‘‘Yasaya ve tanıklığa’’ (Yeşaya 8:20) bağlı kalarak, ‘‘herkesin kendi görüşüne tam güveni olsun’’ (Romalılar 14:5) görüşünü benimseyeceğim. Ayrıca hiçbir kavganın olmayacağına dair de söz veririm. ‘‘Doktrin yüzünden imanlılar arasında kavga mı çıkacak?’’ diyebilirsiniz. Kulağa tuhaf geliyor, ama bu bir gerçek. On yaşındayken Güney Louisana’da küçük bir okula gidiyordum. Oyun alanında, teneffüste, Güney baptist kilisesinden ben, yerel metodist topluluğundan bir çocukla tartıştım. Tartışmamızın konusu şuydu: eğer Mesih tarafından kurtulduysak, ‘‘kurtuluşumuzu kaybedebilir miyiz?’’ Metodist çocuk (Mr. Wesley’i gayretle izliyorlardı) kurtulmanın ve daha sonra da bu kurtuluşu kaybetmenin mümkün olduğunu, çünkü Kutsal Kitap’ın kiliseden düşecekler olacağını söylediğini söyledi. Ben de politik partilerin söz sanatıyla cevap verdim: ‘‘Asla! Bir kez kurtulduk, hep öyle kalır!’’ İddialarına Kutsal Kitap’tan yanıt vermekle ilgilenmiyordum. Ama okuldaki tartışma kızıştı. Şüphesiz, ışıktan çok hararet vardı. On beşinci yüzyılda yapılmış tartışmaların üzerimizde hiç etkisi yoktu! Kavgayı sonlandırdık ve öğretmenimiz bizi ayırdı (aynı zamanda Pazar okulu öğretmenimdi). Neyle ilgili tartıştığımızı öğrendiğinde, şaşırmış görünüyordu. Ya da tedirgin oldu demek, o anki ifadesini tanımlamak için daha uygun bir ifade olacaktır! ‘‘Tanrı’yla ilgili bir şey hakkında tartışıyor, fakat bu kadar öfkeli davranıyorsunuz! Bundan ikinizle ilgili nasıl bir sonuç çıkar?’’ dedi. İki cümleyle çok fazla şey söylemiş oldu. Daha sonra hak ettiğimiz üzere, ikimiz de ceza aldık.

Bu yüzden, tartışma yok, çekişme yok, kavga yok. Söz veriyorum. Bu cümleleri okuyan sizlerin yerel Presbiteryen veya Reform kiliselerinde yeni üyeler ya da araştıran kişiler, ya da ruhsal yolculuğunda olup, Reform inancını araştıran kişiler veya Kutsal Yazılar’ın derin sorularına cevap arayan kişiler olduğunuzu varsayıyorum. Belki de, eve geri dönmeye çalışan kaybolan oğulsunuzdur. Eve dönmek için, bu doktrinle ilgili bir derse ya da teolojik kitaba ihtiyacınız yok. Belki de bir arkadaşınız var-bugün sizin sorduğunuz kutsalların dayanmasını daha önce sorgulamış bir arkadaş belki de sonsuzlar boyunca kutsalların dayanmasını sağlayan Tanrı halkından bahsederken bunun ne anlama geldiğini Tanrı’nın Kelamı’ndan anlatan bir pastör. Eğer öyleyse, ben sizin için buradayım. En azından sizin için yardımcı olmak isterim. Bu yüzden, dilerseniz, bir sandalye çekin. Çok uzun sürmeyecek, fakat duam şu ki Kutsal Yazılar’a göre İsa Mesih’e imanın en teselli verici, en güzel kısımlarından biri olan bu inanca sözleri sizleri de yönlendirir. Kutsalların dayanmasıyla ilgili Kutsal Kitapsal vahiy,  ‘‘imanlının zevk aldığı bütün umudun temelinde yatan bir doktrindir; tehlike anında güven, üzüntüde teselli, denenmede dayanma gücü verir ve en fırtınalı zamanda ruha demir atar’’. Kutsalların dayanması doktrinin bizlere Tanrı’nın bir armağanı olduğuna iman ediyorum; çarmıhta kendini kurban sunusu olarak sunduğu için Mesih’e derin minnettarlık ve Tanrı’ya karşı büyük sevgi duymak için Kelamı’nda söylediği gibi ‘‘bizi özgür kılan gerçek’’tir. Diğer bütün doktrinler gibi bu doktrinin de, sizleri Tanrı’yı yüceltmeye ve sonsuza dek O’ndan zevk almaya yönlendiren bir yaşam için imandır.

Çoğu Presbiteryen ve Reform Hristiyan inancını şekillendiren bu Kutsal Kitapsal gerçeği anlamak için, bu doktrinin farklı boyutlarını ele alarak başlamalıyız.

(1) Doktrin tanımında, Kutsal Yazılar’ın sorularımıza nasıl yanıt verdiğini göreceğiz; (2) doktrinin çarpıtılmasında, kutsalların dayanmasıyla ilgili popüler çoğu yanlış anlaşılma olduğunu göreceğiz; (3) Tanrı’nın Kelamı’yla doktrini savunmada, zorlu bölümleri ve onları nasıl yorumlayacağımızı göreceğiz ve son olarak (4) doktrinden zevk almada, bu doktrinin pratik yararlarına bakarken ruhlarımız sevinç bulacak. Daha sonra, doktrinle ilgili genel sorular üzerine birkaç düşünce sunacağım.

Bu kitapçığı yazarken, yalnızca referans olarak değil, fakat ifadelerimi ve iddialarımı Tanrı Kelamı’na dayanarak sunmak için dipnotlar kullanacağım. Dipnotları okumadan geçmememizi öneriyorum. Verdiğim Kutsal Kitap ayetlerini okuyun, üzerine düşünün, araştırın, dua edin ve sindirin. Bu konuyla ilgili tartışmaya ihtiyaç duymuyorum. Bunun yerine beni ikna ettiği gibi Kutsal Kitap’ın Yazarı’nın, Kutsal Yazılar’ın doluluğuyla sizi ikna etmesini diliyorum.

O halde, kutsalların dayanması doktriniyle ilgili gerçek nedir?

KUTSALLARIN DAYANMASI DOKTRİNİN TANIMLANMASI

Kutsalların Dayanmasının Kutsal Kitap Tanımı

Gerçek şu ki, Kutsalların dayanması olarak adlandırdığımız doktrin, anlaşılmaz ve kapalı bir doktrin değildir. Hiç kimse ‘‘Tanrı’nın başlattığı, Tanrı’nın tamamladığı’’ ifadelerine denk gelmeden, Kutsal Kitap’ı okuyamaz. Bir zamanlar benim de yapmış olduğum gibi, bir kişi Kutsal Yazılar’dan yalnızca tek bir ayetle giderse, şu teselli verilen bir armağansam-Baba ve oğul arasındaki bir sonsuzluk antlaşmasında-o zaman Baba kişisel olarak yaşamımla ilgilendi demektir. Adımı biliyordu. Daha sonraları beni bu ayete ve gerçeğe yönlendiren söz yazarı Buddy Greene’nin ilahisini dinledim: “Baba’dan O’na armağanın. O’nun hükmüyle seçilenim. Önce beni seçenle evlenmek için seçildim.”

Egemenlik, kesinlik ve güvenlik. Ama bu, sadece tek bir ayet. Tanrı’nın hayatımda kullanmış olduğu başka bir ayet, Filipililer 1:6’dır. Filipililer’de Pavlus, hizmetine yardım etmiş bir topluluğa mektup yazmıştır. Böylece, Pavlus sevinç dolu bir mektup yazmıştır. Böylece, Pavlus sevinç dolu bir mektup yazmıştır. Bu Hristiyanlara da büyük bir armağan vermiştir: Onları özgür kılabilecek bir gerçek armağanı: ‘‘Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu Mesih İsa’nın gününe dek tamamlayacağına güvenim var.’’ (Filipililer 1:6)

Ben kayıp bir oğuldum. Müjdeyi Eva teyzemden duydum, fakat araştırmalarımda hala sorularıma cevap, acılarıma deva, durumuma çözüm arıyordum ve öksüz biri olarak yürek acılarımla, günahkar yüreğimle, bedenimin günahlarıyla, şeytanın ve dünyanın ayartmalarıyla Tanrı’yla ilgili şeylerden ‘‘düştüm’’. Tanrı’nın bitmek tükenmez lütfuyla, yaşamlarımızda kurtuluş eylemine başladığında, bunu zamanın sonuna dek, Mesih’in gününe dek getireceğini gördüm. Dayanacağım, korunacağım. Ne büyük bir hediyeydi benim için! Ben yolumda kaybolmuşken, Mesih’in arada olduğunu bilerek cesarete sahip oldum. Bu sizin için de ne büyük bir hediyedir!

Tanrı’nın elinde tutma gücüyle ilgili Kutsal Yazılar’da her şey içerisinde, kutsalların dayanmasıyla ilgili 1. Yuhanna 2:19 ‘dan daha yardımcı olanı yoktur: ‘‘Bunlar aramızdan çıktılar, ama bizden değiller. Bizden olsalardı, bizimle kalırlardı. Ayrılmaları hiçbirinin bizden olmadığını ortaya çıkardı.’’ (1. Yuhanna 2:19)

Elçi Yuhanna burada, yalnızca gerçek imanlıların arasında ‘‘dayanan’’ veya ‘‘devam ettirilen’’ olmadığını, aynı zamanda görünen kilise içerisinde gerçek imanlılar olmayanların da bulunduğunu söylemektedir. Bu kişiler dayanamayacak. Böylece, Tanrı’nın Kelamı’nda bu ve diğer alıntılardan görülüyor ki, Reform inancı düşecek olanların varlığını kabul etmektedir; fakat bir süreliğine düşseler de gerçekten Mesih’te olanların devam edeceklerini söylemektedir.

Bunlar yalnızca birkaç ayettir. Fakat bu doktrin, Kutsal Yazılar’ın her yerinde mevcuttur. Doktrin açıkça ve örneklemelerle öğretilir. Eski Antlaşma’da belirtilir, Mezmurlar’da söylenir, Rab’bin kendisi tarafından da öğretilir ve Yeni Antlaşma yazarları tarafından sevgi ve heyecanla vaaz edilir.

‘‘Çünkü Tanrı’nın armağanları ve çağrısı geri alınamaz’’ (Romalılar 11:29)
‘‘Ama Rab güvenilirdir. O sizi pekiştirecek, kötü olandan koruyacaktır’’ (2. Selanikliler 3:3)
‘‘Tanrı’nın Kutsal Ruhu’nu   kederlendirmeyin. Kurtuluş günü için o Ruh’la mühürlendiniz’’ (Efesliler 4:30)
‘‘Herkesin karşılaştığı denemelerden başka denemelerle karşılaşmadınız. Tanrı güvenilirdir, gücünüzü aşan denenmenize izin vermez. Dayanabilmeniz için denemeyle birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır’’ (1. Korintliler 10:13)
‘‘Çünkü Rab İsa’yı dirilten Tanrı’nın, bizi de İsa’yla diriltip sizinle birlikte kendi önüne çıkaracağını biliyoruz’’ (2. Korintliler 4:14)
‘‘Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır’’ (2. Korintliler 4:17)
‘‘Bu acıları çekmemin nedeni de budur. Ama bundan utanmıyorum. Çünkü kime inandığımı biliyorum. O’nun bana eman ettiğini o güne dek koruyacak güçte olduğuna eminim’’ (2. Timoteos 1:12)
‘‘Rab beni her kötülükten kurtarıp güvenlik içinde göksel egemenliğe ulaştıracak. Sonsuzlara dek O’na yücelik olsun! Amin’’ (2. Timoteos 4:18)
‘‘Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babası’na övgüler olsun. Çünkü O büyük merhametiyle yeniden doğmamızı sağladı. İsa Mesih’i ölümden diriltmekle bizi yaşayan bir umuda, çürümez, lekesiz, solmaz bir mirasa kavuşturdu. Bu miras sizin için göklerde saklıdır. Zaman sona ererken açığa çıkarılmaya hazır olan kurtuluşa kavuşasınız diye iman sayesinde Tanrı’nın gücüyle korunuyorsunuz.’’ (1. Petrus 3-5)

Bu ayetler, bu doktrini parlatan mücevherler arasında sadece birkaçıdır. Kendi yaşamımda onları okuyup dua ettiğimde, Reform inancının önde gelen öğretmenlerinden John Murray’ın açık, köklü Kutsal Kitapsal kanısıyla hemfikir hale geldim: ‘‘Baba’nın etkin çağrısıyla Mesih’le birleşenler ve Kutsal Ruh’un konut oldukları sonuna kadar dayanacaklar.’’

Kutsalların Dayanmasının Teolojik Tanımı

Kutsal Kitapsal ayetlerden, bu ayetlerin kilisede yorumlanmasına geçerken bir şey oldukça açıktır: Kutsalların dayanması doktrini Hristiyan inancı için kesinlikle yeni ve hikaye değildir. Kilisedeki belli dönemlerin dışında, bu gerçek Kutsal Kitapsal Hristiyanlığın işareti olmuştur. William Cunningham’ın da söylediği gibi, ‘‘Kutsalların dayanması doktrini, Hristiyan doktrininin genel şeması için arzulu bir kısımdır.’’

Loraine Boettner’ın ‘‘Önceden Belirlenmişlik’’ kitabında söylemiş olduğu gibi: ‘‘Konuyu araştıranların kolayca gözlemleyebileceği üzere, Hristiyan aleminde tarihi inanç açıklamalarının büyük çoğunluğu seçilmişlik, Önceden Belirlenmişlik ve son olarak Kutsalların Dayanması doktrinini öne sürmüştür.’’

Eski Antlaşma peygamberlerinin, Mezmurların, İsa Mesih’in, Pavlus ve Petrus’un bunu öğretmiş olduğunu söylemiş olsak da , ilk açıklamalı tanımını, elçisel dönem sonrası kilisede, kilise babası Augustine yapmıştır. Bu tanımı, insanın kurtulabileceğini ve kurtuluşunu kaybedebileceğini savunan teolojik karşıtı Pelagius’la yaptığı bir tartışmada sunmuştur. Bu nedenle Augustine şöyle söylemektedir (428 veya 429 yılında): ‘‘İnsanın imanını başlatan ve sonuna dek dayanmasını sağlayan Tanrı lütfu bizim işlerimizden ötürü değil, fakat Tanrı’nın gizemli, aynı zamanda hikmetli iradesine uygun olarak verilmiştir; önceden belirlediklerini aynı zamanda ‘tövbe etmeden Tanrı’nın armağanları ve çağrısı’ diye adlandırdığı üzere çağırmıştır.’’

John Jefferson Davis’in büyük kilise babasının sözlerini özetlediği gibi, ‘‘Pavlus’un Romalılar Mektubuna dayanarak Augustine, Tanrı’nın kutsallarının sonuna dek dayanacağını ve sonsuz kurtuluşa sahip olacağını savunmaktadır.’’ Eğer Tanrı dünya kurulmadan önce kurtuluşunuza karar verdiyse ve Oğlu’nu sizin asla yaşayamayacağınız yaşamı yaşaması, günahlarınızın karşılığı olarak çarmıhta ölmesi, mezara inmesi, sizin için dua ediyor olduğu göğe çıkmasa, Kutsal Ruh’un yaşamınıza gelmesi, iman etmeniz için yüreğinizi açması için gönderdiyse ve bütün bunlar sevgisi hiç tükenmeyen yaratıcı tarafından başlatıldıysa, bütün bunlar yıkılıp, yok sayılabilir mi? Mümkün mü?

Kutsalların dayanması, teoloji ve Kutsal Kitap’la ilgili olarak şunu söylemek gerekir: Doktrinleri tanımlayan bütün kelime ve ifadeler Kutsal Kitap’ta açıkça bulunmayabilir (Örneğin, Üçlübirlik). Kutsalların dayanması da öyledir. Fakat ister Kutsal Kitap’ta kelime kelime görülsün ister görülmesin; Kutsalların dayanması, gerçek teolojinin tamamında olduğu gibi, Tanrı Kelamı’nda yer almak zorundadır, almaktadır da. Ancak ben inanıyorum ki Kutsal Yazılar’ın bütün gece tek bir kelimede özetlenmektedir: lütuf . Bu nedenle, kutsalların dayanması tamamen ve mükemmel bir şekilde Tanrı’nın lütfuna dayanmaktadır. Lütuf, bizim kendimiz için yapamayacağımız şeyi Tanrı’nın bizim için yapmasıdır. Tanrı dünyaları yarattı. İnsanı kendi benzeyişinde yarattı. Günahın insan ırkına girmesiyle, insan günaha mahkum edildi. Fakat Tanrı, Yaratılış 3:15’te, kadının ‘‘soyuyla’’ insanlığı düşmüş konumundan kurtaracağına dair vaatte bulundu. Bu vaat, Tanrı kutsal bir anlatma yaptığında, bizim kendimiz için yapamayacağımız şeyi yapmaya söz verdiğinde gelişti: günahımızla ilgilenip, bizleri Tanrı’nın oğulları ve kızları olarak tamamen Tanrı’ya kazandırmak. Bunu, beden alan Tanrı olan, Nasıralı İsa Mesih’in ölümü ve yaşamı aracılığıyla yaptı. Bu kitabın amacı lütuf Antlaşmasının Kutsal Kitapsal dillerini ve yararlarını tamamen ortaya koyabilmek değildir, fakat en azından Tanrı’nın kurtuluş tasarısıyla ilişkili diğer bütün gerçekler gibi kutsalların dayanmasının, Tanrı’nın insanla yaptığı bu bereketli antlaşmaya dayandığı bu bereketli antlaşmaya dayandığını söyleyebiliriz. Her şeyi söyleyemiyoruz, fakat şunu kesinlikle belirtmeliyiz:

-Tanrı’nın lütfu , Tanrı’nın sevgisine dayanmaktadır;
-Tanrı’nın lütfu, Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’te odaklanmaktadır;
-Tanrı’nın lütfu tövbe etmek ve Tanrı Oğlu’na iman etmek için iman sağlar;
-Tanrı’nın lütfu Tanrı’ya iman edenleri, Tanrı çocukları yapar;
-Tanrı’nın lütfu, Tanrı’nın yüceliğini arayan Tanrı çocuklarında büyüyen ve gelişen bir iman sağlar; eğer bütün bunlar doğruysa-ki doğru-o zaman
-Tanrı’nın lütfu bizi asla terk etmez, bırakmaz.

Gelin, bir başka açıdan bakalım. Kutsalların dayanması doktrini, Calvinizmin ya da Lütuf Doktrinlerinin beşinci maddesidir; eğer Tanrı başlattıysa Tanrı bitirir gerçeğini işlevsek hale getirir. Eğer insan bir günahkarsa (tamamen bozulmuşluk) ve Tanrı onu işlerine göre değil fakat tamamen sevgisine göre seçiyorsa, (koşulsuz seçim) ve Baba’nın sevdikleri için ölmek için Mesih gönderiliyorsa (Kısıtlı Kefaret) ve Tanrı onları Kutsal Ruhu’yla kendisine çekiyorsa (karşı konulamaz lütuf), o zaman kurtuluş bizimle ilgili değildir; Tanrı’nın sevgisi, Tanrı’nın lütfu ve Tanrı’nın bizlerde işleyen amaçlarıyla ilgilidir. Bu nedenle, Tanrı’nın sonsuzluktan beri sevdiği kişiler O’na aittir ve onların gitmesine asla izin vermez. İsa Mesih’in uğruna değerli kanını döktüğü hiç kimse, O’ndan kesilip atılmayacaktır. Lütufla kurtulanlar, O’nun lütfunda kalacaktır (kutsalların dayanması).

Bu doktrin aynı zamanda lütuf aracılığıyla- Kelam ve sakrament- imanlıların her türlü fiziksel, koşulsal ve ruhsal denemelerden geçeceği, fakat onlarda Kutsal Ruh’un eyleminden ötürü her zaman dayanacaklarını da söylemektedir. Rab’bin ardından giderken, Petrus gibi bir süreliğine düşebilirler, fakat eğer gerçekten Tanrı’nın Ruhu’yla yeniden doğmuşlarsa, Baba’ya geri döneceklerdir. Dayanacaklardır. Daha güzel bir şekilde ifade etmek gerekirse, ‘‘Tanrı onlar aracılığıyla dayanacak.’’ Alman teolog Louis Berkhof bunu şu şekilde özetlemiştir: ‘‘Dayanma, yürekte başlatılan ve tamamlanmaya doğru giden Tanrı’nın lütuf eylemiyle Kutsal Ruh’un imanlıda sürekli işleyişi olarak tanımlanabilir.’’

Westminster İnanç Açıklaması şöyle söylemektedir:
“Tanrı’nın sevgili Oğlu’nda kabul ettiği, etkin bir şekilde çağırdığı ve Ruhuyla kutsallaştırdığı kişiler, ne tümüyle ne de en sonunda lütuf konumundan düşebilirler;  fakat kesinlikle bu konumda sona kadar dayanacaklar ve sonsuzluk boyunca kurtulacaklardır.” (WİA, 17.1)

Metodist yazar Fanny Cross bu çok güzel ve küçük bir ilahi bestelemiştir: ‘‘İsa Mesih’in Kollarında Güvende’’:
İsa Mesih’in kollarında güvende,
Güvende O’nun göğsünde;
O’nun sevgisiyle göğe salınarak,
Ruhum tatlı tatlı dinlenebilir-

Kutsal Kitapsal, teolojik, kişisel olarak, kutsalların dayanması sizin için bu anlama gelmektedir.

KUTSALLARIN DAYANMASI DOKTRİNİNİN ÇARPITILMASI

Bu doktrinle ilgili, belki de öğretmemiz gerektiği gibi Tanrı Kelamı’nı öğretmede başarısız olmamızdan kaynaklanan yanlış anlamalar mevcuttur. Belki de okulda tartışan Baptist ve Metodist çocuklar, Kelam’ın kalp atışlarını dinlemeden tartışıyorlardı. Bu nedenden ötürü tövbe edilmeli. Işık olmak yerine öfke saçtığım için, umarım başkaları beni affeder. Ama bakın: doktrinin söylemediği bazı şeyler bulunmaktadır.

Kutsalların dayanması ‘‘bir kez kurtuldun mu, hep öyle olur’’ değildir. Bu ifadeyi okul bahçesinde gelişigüzel kullandım. Fakat dürüst olmak gerekir ki, bu ifade Kutsal Kitapsal doktrininin bütün hikayesini anlatmamaktadır. Eğer hiçbir anlam çıkarmadan, olduğu gibi ‘‘bir kez kurtuldun mu, hep öyle olur’’ ifadesini alırsak, o zaman yalnızca imanlının Mesih’teki konumundan söz etmiş oluruz. İmanlının Kutsallıktaki gelişimine, yani kutsallaşmaya işaret etmez. Bu önemli, çünkü Calvinizm kaderci değildir. Reform inancı, Tanrı’nın egemen ve insanın da sorumlu olduğunu savunur. Bu iki gizem, iman ve daha sonra imanın yüreğinden fışkıran Rab’bin emrine itaat olmaksızın uzlaştırılamaz. Bu nedenle, eğer Tanrı beni çağırdıysa, cevap verdiysem ve Kutsal Ruh armağanını aldıysam, o zaman Petrus’un hayranlık duyduğu gibi ben de çağrımdan ve seçilmişliğimden emin olmaya gayretli olurum: ‘‘Bunun için, ey kardeşler, çağrılmışlığınızı ve seçilmişliğinizi kökleştirmeye daha çok gayret edin. Bunları yaparsanız, hiçbir zaman tökezlemezsiniz’’ (2.Petrus 1:10)

Kutsalların dayanmasını, imanlının iman ve eylemlerle bir tutarlılık içinde savunurken, keskin bir bağlamla güçlü bir ifade de bulunur: ‘‘Böylece Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih`in sonsuz egemenliğine girme hakkı size cömertçe sağlanacaktır’’ (2.Petrus 1:11) Bu nedenle, bizler konum olarak ilk ve sonuna dek kurtulmadık, fakat iman ve iyi işlerle, ‘‘korku ve titremeyle’’ imanlının konumu işlevsel hale gelir. Davut, Süleyman ve Petrus’un örnekleri, biz ‘‘Tanrı başlatır, Tanrı bitirir’’e iman edenlerin aynı zamanda Mesih’i ve krallığını yaşamdaki bütün şeylerden önce itaatle izlemekle gerçekleşeceğinin yaşanan bir örneğini sunar.

Böylece sonsuz güvence aklanmayla, aklanmanın ardından kutsallaşma, lütufta büyümeyle yenilenme eylemi ve bedenin daha fazla ölmesi gelir. Çarpıtmalar ve yanlış anlamalar yalnızca Reform inancının kutsalların dayanmasıyla ilgili ne söylediğini tamamıyla anlamada başarısız olmaz, fakat aynı zamanda Tanrı’nın bizlerdeki görkemli eyleminden de çalar. Çünkü bizlerde çalışırken ve konuşurken, Kutsal Ruh Tanrı, dayanmamızda aktiftir. Kurtarıcımız İsa Mesih, Petrus için dua ettiği gibi bizim için de dua eder: ‘‘Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır. Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir’’ (Luka 22:31-32)

‘‘Dua ettim’’ demektedir İsa Mesih. İmanlılar Şeytana, bedene ve dünyaya karşı bu şekilde dayanır. Fakat ‘‘yoldan döndüğünüzde’’ de dayanırsınız. Bu kişilerin de Mesih’in koyunlarını beslemek zorunda olan diğer dayananlar tarafınca dayanır, çünkü İsa Petrus’a ‘‘kardeşlerini güçlendir’’ demiştir. Mesih bizi korur. Fakat bizler lütufla yaratılan bir kutsallıkla korunuruz. Ve bizler, başkalarını güçlendirmek için ‘‘imanda’’ güçlendirildiğimiz gibi, lütuf araçlarıyla korunuruz. ‘‘Açıkça benimsediğimiz umuda sımsıkı tutunalım. Çünkü vaat eden Tanrı güvenilirdir. Birbirimizi sevgi ve iyi işler için nasıl gayrete getirebileceğimizi düşünelim.  Bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vazgeçmeyelim; o günün yaklaştığını gördükçe birbirimizi daha da çok yüreklendirelim’’ (İbraniler 10:23-25)

Yalnızca imanda sonuna dek devam edenler kurtulacak. Bu nedenle kurtuluşumuzu, titreyerek ve korkuyla işlevsel hale getirmeliyiz. İki kiliseyi ve bir Hristiyan okulu kurarken, tarihi büyük bir kiliseye pastörlük yaparken, teolojik bir okula liderlik ederken en sevdiğim bölümlerden biri, Musa’nın yazdığı 90.mezmurdu: ‘‘Tanrımız Rab bizden hoşnut kalsın. Ellerimizin emeğini boşa çıkarma. Evet, ellerimizin emeğini boşa çıkarma’’ (Mezmur 90:17)

Bu ayetle ilgili söyleyeceğim şudur: Tanrı başlatmalıdır. Fakat bizi cevap vermeye çağırmaktadır. Fakat Tanrı sadık kalmadıkça, bütün tasarılar ve bütün umut boşuna olur. Fakat Mesih’te geleceğimiz kesindir, ‘‘Çünkü kendisini hoşnut edeni hem istemeniz hem de yapmanız için sizde etkin olan Tanrı`dır’’ (Filipililer 2:13)

KUTSALLARIN DAYANMASI DOKTRİNİN SAVUNMASI

Reform kutsalların dayanması doktrini, üç zorlu ayetin olduğunu inkar etmez. Ancak Tanrı’nın sürüsünü koruyacağı ve sevgide seçtiklerinden hiçbirini kaybetmeyeceği gerçeği Tanrı Kelamı’nın çoğu ayetinde bulunarak, ‘‘zorlu’’ ayetlerin olduğunu, fakat ‘‘karanlık’’ olanı açık olanla yorumlamayı benimsiyoruz. Kimileri Kutsal Yazılar’dan kişilerin düşmelerini alıntılamaktadır. Saul İsrail’in kralı olmaya çağrıldı, ancak Rab’bi terk etti ve korkunç bir ölümle sonlandı, yakıldı. Pavlus birlikte hizmet ettiği, fakat sonradan düşen kişilerden söz etmektedir, bunların arasında Demas göze çarpmaktadır: ‘‘Rab`bin önünde kendinizi alçaltın, sizi yüceltecektir’’ (2.Timoteos 4:10)

Bu kişilere, önce Vaftizci Yahya’yı dinleyen, fakat sonra açıkça günah işleyen ve hatta öldürerek peygamberin sesini kesen ünlü Hirodes de eklenmeli. Tabii, Yahuda da var. Yahuda İsa’ya fiziksel olarak yakındı, On İkilerden biriydi, İsa’nın öğretişini dinliyordu, O’nun mucizelerini görmüştü, değişen yaşamlara tanık olmuştu ve hatta ölünün yaşama döndürüldüğünü bile görmüştü! Fakat Yahuda Rabbimize ihanet etti ve Saul gibi öldü: umutsuz, korkunç ve utanç verici bir şekilde.

Kutsalların dayanması doktrini, dıştan iman beyanı edenleri, fakat yenilenmemiş olarak kalanları inkar etmez. Gözle görünen kilisenin bir üyesi olmak, İsa Mesih’in görünmeyen kilisesinin bir üyesi olduğunu kanıtlamaz. ‘‘Kürsüye ilerlemek’’, ‘‘üye sınıfları’’ ve hatta vaftiz ve Rab’bin Sofrası’nın kendisi, kişinin kurtulmuş olduğunu kanıtlamaz. Buğday ve deliceler örneği bunu kanıtlar. İsa’nın Matta 13’teki öğretişinde, gerçek gibi görünen şeyler olduğu, fakat Tanrı’nın gerçekte oldukları gibi gördüğü söylenmektedir. Benim yaşamımda da böyleydi! Mesih’e imanımı beyan ettim, fakat yaşamım bunu göstermiyordu. Sonsuz yaşam için yalnızca Mesih’e iman edene ve tövbe edene dek, Kutsal Ruh beni değiştirmedi, beni Tanrı’nın ardından gittiğim yola koymadı. Büyük gelişmelerin, pişman ve utanç dolu zamanlarımın olduğu anlar vardı. Kişi, Tanrı Kelamı’ndan kurtulduğunun ve İsa Mesih’in kollarında güvende olduğunun güvencesine sahip olabilir. Ayrıca kişinin yaşamındaki meyvelerin tanıklığından da güvenceye sahip olabilir: Tanrı’nın sevdiğini severek ve Tanrı’nın nefret ettiğinden nefret ederek, Kutsal Ruh’un Kendisinin tanıklığında olduğu gibi:

‘‘Çünkü sizi yeniden korkuya sürükleyecek kölelik ruhunu almadınız, oğulluk ruhunu aldınız. Bu ruhla, “Abba, Baba!” diye sesleniriz’’ (Romalılar 8:15)

Mesih günahlarımız için öldüğünden, güvence doktrini kutsalların dayanması doktrinin ardından gelir. Peki ya imanlıların düşmeye karşı uyarıldıkları ayetler (Romalılar 11:17-24; 1.Korintliler 9:27; Galatyalılar 5:4; Koloseliler 1:23; 1.Selanikliler 3:5; 1.Timoteos 1:19-20; 2.Timoteos 2:17-18; Yakup 5:19-20; 2.Petrus 2:20-22; 1.Yuhanna 5:16)? Eğer tanrı kurtuluşu garantileyecek olsaydı, böyle bir uyarı olur muydu? Elbette cevap şu ki, sonumuzu belirleyen Tanrı, amacına uygun yolları da belirler. Bu yollar, yenilenmiş bir yürekten taşan itaattir. Tanrı imanlıları dua etmeye, Kutsal Ruh’a uygun adım atmaya, vaftiz olmaya, Rab’bin Sofrası’nda Mesih’in kurbanını anmaya, birbirimizi sevmeye, Son Buyruk’u yerine getirmeye, kendimizi putlardan korumaya çağırır. Fakat kutsalların dayanması doktrini, Tanrı’nın amaçladığını güvence altına almak için bir yol olarak bizi sadakate çağırmak için Tanrı’nın bütün yollarını kapsar. Oğlumu disiplin ederim, çünkü onu seviyorum ve kendi irademde kalmasını istiyorum. Tanrı’nın da yaptığı budur. Bütün bu ayetlerin sizin ve benim yaşamımda amaçladığı da budur.

Peki ya, bir kişinin Tanrı’yı tattığını ve daha sonra günahında döndüğünü söyleyen İbraniler’deki ayet?

‘‘Bir kez aydınlatılmış, göksel armağanı tatmış ve Kutsal Ruh`a ortak edilmiş, Tanrı sözünün iyiliğini ve gelecek çağın güçlerini tatmış oldukları halde yoldan sapanları yeniden tövbe edecek duruma getirmeye olanak yoktur. Çünkü onlar Tanrı`nın Oğlu`nu adeta yeniden çarmıha geriyor, herkesin önünde aşağılıyorlar. Üzerine sık sık yağan yağmuru emen ve kimler için işleniyorsa onlara yararlı bitkiler üreten toprağı Tanrı bereketli kılar. Ama dikenli bitki, devedikeni üreten toprak yararsızdır; lanetlenmeye yakındır, sonu yanmaktır’’ (İbraniler 6:4-8)

Burada İbraniler’in yazarı Mesih’e Yahuda gibi yakın olan, fakat daha sonra tövbe etmeyen, Mesih bilgileri zayıf olan ve yargıyı hak eden kişi ve kişilerden söz etmektedir. Yalnızca u ayeti yorumlamak için değil, fakat günahından tövbe eden ve Mesih’in bağışını arzulayan zayıf vicdanları teselli etmek için Matthew Henry’nin bu ayetler üzerine söylemiş olduklarını beğeniyorum: ‘‘Burada yazılan harika şeyler düşebilecek olanlar için yazılmıştır; fakat gerçekten iman ettikleri ya da aklandıkları yazmaz… Elçi bu korkunç durumu dinde ilerledikten sonra düşmek olarak tanımlar.’’

Fakat Henry, bunun ne yapmış olursa olsun Mesih’e kabulu reddedilmeyecek olan, bağışlanmak isteyen günahkarı temin eder: ‘‘Suçları için yakaran ve merhamet dileyen alçakgönüllü günahkar, vicdanı onu ne için suçlarsa suçlasın, bu ayetlerden teşviğinin kırılması için hiçbir neden yoktur. Ya da bu ayetler Mesih’te yeni bir yaratık olanın, orada tamamlandığını kanıtlamaz… Eğer bu ayetleri yanlış yorumlayanlar kendileri için merhamet olmadığını düşünürlerse, bunun Mesih’e ait olmayanlar için olduğunu öğrenme onları yanlış korkulardan kurtaracak.’’ İmanlıların düşeceğinden bahsetmeyecek- tüm bu uyarılar, yargılar iman etmeyenleri her şeye gücü yeten Tanrı’nın yargısı altına düşme korkusuyla değiştirdiği gibi, imanlının Mesih’e sadık olması gerçeğini canlandırır. Böylece kutsallara dayanma gücü verilir ve tövbe etmeyen günahkar yargılanır: “Kendileriyle birlikte olduğum sürece, bana verdiğin kendi adınla onları esirgeyip korudum. Kutsal Yazı yerine gelsin diye, mahva giden adamdan başka içlerinden hiçbiri mahvolmadı.” (Yuhanna 17:12)

KUTSALLARIN DAYANMASI DOKTRİNİ SEVİNCİ

Tam Kutsal Kitap gerçeği gibi, Kutsalların dayanması, bizlere özgürlük getirdiğini öğrettiği Mesih’in bereketini sağlar. Doktrin, sevinç getirir. İsa Mesih’i Rab olarak kabul eden ve gerçekten tövbe eden kişi, Mesih’in kendisine şu şekilde seslendiğini işitir: ‘‘Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.’’ (Yuhanna 5:24)

İmanın sahip olduğu Mesih’te yaşam, İsa Mesih’in yaşamıyla birleşmiştir. İsa Mesih’in sizin için yapmış olduğu şeye dayanarak Tanrı’nın önünde doğru sayıldığınızı- yaşamı çarmıhtaki ölümü ve ölümden dirilişi aracılığıyla sizden günahı alıp doğruluk yüklemesi- bilmek, kurtarıcınızın sizi asla bırakmayacağını, terk etmeyeceğini bilmenizi sağlar. Dayanmanız, Mesih’in ‘‘Baba’nın sağında’’ sizin için aracılık etmesiyle sağlanır.

‘‘Bu nedenle O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.’’ (İbraniler 7:25)

İsa Mesih’in kollarında sonsuza dek güvende olduğunu bilmek, birçok sebepten ötürü ruhuma sevinç katar. Birkaçı şunlardır: Kutsalların dayanması, günahla mücadele edenler için bir sevinçtir. Eğer O sizin ve siz O’nunsanız, O’nun sevgili çocuğuysanız, Mesih’in sağladığı lütuf yolu size zafer kazandıracaktır. Gayretiniz bütün yaşamınız boyunca sürebilir, fakat hiçbir şey İsa Mesih’in sevgisine karşı koyabilir mi? Hayır, ‘‘hiçbir şey’’ demektedir Pavlus. Günah, Davut’u tamamen yenemedi. Günah, Petrus’u tamamen yenemedi. Müjdenin paradoksu budur; size saldıran ve sizi yok eden şey, yaşamınızda utanç kaynağı olan şey, kurtaran Tanrı’nın ellerinde Tanrı’ya ve çocuklarına onur getiren şey haline gelir. Tıpkı Ester’in halkını yok etmek isteyen Haman’ın (Ester 3:1-15), Mordakay için hazırlanan dar ağacına asıldığı gibi (8:7), şeytan da sizi suçlamaya ya da utandırmaya çalıştığı şeyle yok edilir. İmanlının yaşamındaki en büyük motif, günahın ve utancın, kaderin ve kaybın üzerinde olan büyük zaferin sembolü, çarmıhtır. Keneotunun yediği ömrü sağlayacağına söz veren Tanrı (Yoel 2:25), bütün her şeyin iyiliğiniz için olmasını sağlayan Tanrı’dır (Romalılar 8:28).

Kutsalların dayanması, imanlı bir sevinçtir, çünkü sevgi de bizleri kurtuluş için önceden belirleyen Baba’yı; bu antlaşmanın Aracısı olan, bizim için yaşayan, ölen ve dirilen Oğul’u ve bizlerde aktif bir şekilde çalışan Kutsal Ruh’u yüceltir: ‘‘Bunun gibi, Ruh da güçsüzlüğümüzde bize yardım eder. Ne için dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, ama Ruh’un kendisi, sözle anlatılamaz iniltilerle bizim için aracılık eder. Yürekleri araştıran Tanrı, Ruh’un düşüncesinin ne olduğunu bilir. Çünkü Ruh, Tanrı’nın isteği uyarınca kutsallar için aracılık eder. (Romalılar 8:26-27)

Bu doktrin Tanrı’yı yüceltir, O’nu onurlandırır, O’na dayanır, ruhlarımızı duaya ve tapınmaya yöneltir, tamamen Kurtarıcı’ya bağlı olduğumuza bizi ikna eder.

Kutsalların dayanması, Rab’bin ardından gitmek için teşviğe ihtiyacı olan kutsalın ruhu için bir sevinçtir. Bu doktrin Tanrı’nın Kelamı’nda öğretildiği gibi alınırsa, kutsal bir yaşam sağlar. Çünkü kutsal yazılar bize şunu öğretmektedir: ‘‘Ey kardeşler, hiçbirinizde diri Tanrı’yı terk eden kötü, imansız bir yüreğin bulunmamasına dikkat edin.’’ (İbraniler 3:12). Fakat Rab bizi yalnızca daha fazla O’nun lütfuna dayanalım ve ektiği lütfun zenginliklerinden kutsal yaşamlar çıksın diye uyarmaz, fakat bizleri sona kadar tutma vaatleriyle kazanır: ‘‘Galip gelen böylece beyaz giysiler giyecek. Onun adını yaşam kitabından hiç silmeyeceğim. Babam’ın ve meleklerinin önünde o kişinin adını açıkça anacağım.’’ (Vahiy 3:5).

Kutsalların dayanması, kaybolanların aileleri için bir sevinçtir. Eğer çocuklarınız Mesih’e aitse, o zaman bilin ki Mesih tıpkı Petrus için dua ettiği gibi, çocuklarınız için de dua etmektedir. Tanrı’nın lütfunun derinliğinden gerçek anlamda içmiş hiç kimse, tazelenmekten sonsuza dek uzak kalamaz. Çocukları genç yaşlarda imandan dönmüş olan çoğu aileyle birlikte dua ettim. Ayrıca Rab’bin evine gelen çocukları da gördüm. Bazen bu bizim dönemimizde gerçekleşen bir durum olmayabiliyor. Bazen de beklemek, bir ömür gibi. Fakat bize şu öğretilen Rab’be güvenin:

‘‘Mesih’in sevgisinden bizi kim ayırabilir? Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? Yazılmış olduğu gibi: “Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz, Kasaplık koyun sayılıyoruz.” Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz. Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir.’’ (Romalılar 8:35-39)

Kutsalların dayanması, sevdiklerinin Alzheimer gibi hastalıklara sahip aile üyelerinin ruhları için bir sevinçtir. Unutmayın ki, Mesih bu dünya hastalıkla karanlığa boğulsa da kendine ait olanları elinde tutar, çünkü ‘‘Ağarmış saçlar onur tacıdır, Doğru yaşayışla kazanılır.’’ (Süleymanın Özdeyişleri 16:31) ve ‘‘Siz yaşlanıncaya dek ben O’yum; saçlarınız ağarıncaya dek, ben yükleneceğim sizi. Sizi ben yarattım, ben taşıyacağım, evet, sizi ben yüklenecek, ben kurtaracağım.’’ (Yeşaya 46:4) demektedir.

Kutsalların dayanması, ölmekte olanlar için bir sevinçtir. Dünya yaratılmadan önce kurtuluşunuzu sağlayan, sizin için yaşaması ve sizin için çarmıhta ölmesi için Oğlu’nu ve sizi çocuğu saymak, için Ruhu’nu gönderen Tanrı sizi asla bırakmayacak. Artık ölümün gölgesi bile sizi Mesih’ten ayıramaz. Çünkü sizi sıkıca tutan Mesih’tir. Sizi eve sağ salim götürecek olan O’dur:‘Ey ölüm, zaferin nerede? Ey ölüm, dikenin nerede?” (1. Korintliler 15:55)

Bir pastör olarak , pastörlük yaptığım kiliselere ve profesör olduğum ilahiyat okullarında öğrencilerime söylediğim gibi size söylüyorum: ‘‘Neyin içinden geçerseniz geçin, ne günah işlemiş olursanız olun, ne tür denenmelerden geçerseniz geçin, Rab’bin ardından gitmek ne kadar zor olursa olsun, unutmayın ki, Tanrı’nın başlattığını Tanrı bitirir.’’

Puritan, Thomas Watson’un sözleri ne güzeldir: ‘Bir Hristiyan en büyük tesellisi, kutsalların dayanması doktrinine dayanır.’

SON DÜŞÜNCELER

Bu doktrini seviyorum. Diğer bütün lütuf doktrinleri gibi, İsa Mesih’i yüceltir, kurtuluşumun her noktasında da Rab’be diz çökmeni gerektirmektedir. Tanrı’nın lütfu beni kurtardı ve beni elinde tutan da O’nun lütfudur. Beni eve götürecek olan da bu lütfudur.

Araştırma yapanlar için, umarım yardımcı Kutsal Kitapsak referanslar sağlamışımdır. Belki de bu küçük çalışma, küçük grup çalışması için bir başlangıç noktası olabilir. Belki de şimdilik bir arkadaşla, pastörle İsa Mesih’e tekrar bakma zamanıdır. Belki de hayatınızdaki soruların yanıtı için O’na bakıyorsunuz. Belki de ipin ucunda olduğunuz için O’na bakıyorsunuzdur. Olmak için kötü bir yer değil. Bu demektir ki, yalnızca Kurtuluşunuz için değil, fakat Hristiyan yaşamınızın her dönemi için yalnız ve yalnızca Mesih’e güvenmeye başlamak zorundasınız. Fakat yaşamlarımızı kontrol etmeye çalışmada ölümden kurtulmada, Mesih’in bu doktrinde uzattığı eli tutmalıyız. Tekrar lütfunu anlamaya gelmeliyiz.

Oğlumu Tennessee’deki Signal Mountain’a, okuluna götürürken oğlumla birlikte söylemeyi sevdiğimiz bir şarkı var. Son ses açar, güler ve birlikte şarkıyı söyleriz: ‘İsa Mesih’i ben sıkıca tutmuyorum, O beni tutuyor!’

İşte, müjde budur. İşte, kutsalların dayanması budur.

Michael A. Milton

lisans-copyright