Teoloji & Doktrin

Beden – Benlik (Sarks)

‘SARKS’ Kelimesinin Efesliler Mektubunda Geçtiği Yerler

2:3 ayetinde günahlı doğa anlamında:

Bir zamanlar hepimiz onlar gibiydik; bedenimizin tutkuları uyarınca davrandık. Bedenin ve düşük aklın istekleri neyse onları uyguladık. Bütün ötekiler gibi biz de doğal yapımız gereği tanrısal öfkenin çocuklarıydık.

2:11 ayetinde fiziksel beden anlamında, Yahudi ve Yahudi olmayan ayrımı (soy ilişkisi) hakkında:

Bu nedenle, bir vakitler beden açısından uluslar olduğunuzu anımsayın. İnsan eliyle bedeni sünnet edilenlerce sünnetsizler diye nitelendirildiniz.

2:14-16 ayetinde Mesih’in fiziksel bedeni anlamında:

… Çünkü O bizim barışımızdır; Yahudiler’le ulusları O bir kılmıştır. İkisini birbirine düşman eden, orta yerde dikili engel duvarını öz bedeninde yıktı.

5:29 ayetinde insan – kişi (insanın fiziksel bedeni) anlamında:

Çünkü hiçbir vakit, hiç kimse öz bedenine kin beslemez. Tam tersine, onu besler ve korur; tıpkı Mesih’in kilise topluluğunu beslediği ve koruduğu gibi.

5:31 ayetinde fiziksel beden ve yakın ilişki hakkında:

“Bu nedenle, insan babayı ve anneyi bırakıp

Karısına bağlanacak,

İkisi bir tek beden olacak.”

6:5 ayetinde dünyasal, geçici ilişki hakkında:

Uşaklar, Mesih’e uyuyormuş gibi, korku ve titremeyle, gönül hoşluğuyla dünyasal (bedensel) efendilerinizin buyruğuna uyun.

6:12 ayetinde insanın fiziksel bedeni hakkında:

Çünkü bizim kavgamız kana ve ete karşı değildir. Ama başkanlıklara, yetkilere, şu karanlığın evrensel çapta eylem yapan egemen güçlerine, göksel yerlerdeki ruhsal kötülük kuvvetlerine karşıdır.

Grek kültürde “sarks” kelimesi kemik haricinde insan etinin adı idi. Yine hayvanların ve balıkların eti “sarks” kelimesi ile ifade edilirdi. Ayrıca çekirdek ve kabuk hariç meyvelerin diğer kısmına “sarks” yani “et” dediler.

“Sarks” kelimesi bazen insan bedeni için bazen de düşüncesi dahil olmak üzere bütün bir insan hakkındaydı. Filozoflar açısından beden geçici idi. Tanrıların ise fiziksel bedeni yoktu ve tanrılar akıl (nous) olarak soyut bir şekilde vardı.

Platon düşüncesinde beden geçici olduğu için “öz” insanın merkez parçasıydı. Böylece grek düşüncesinde insanı iki parça olarak düşündüler: geçici beden ve kalıcı akıl (veya öz). Epikürcüler açısından beden ve öz arasında bir uyum ve denge olması güzel bir şeydi. Stoacılar ise özün bedeni disiplin etmesi gerektiğine inandılar.

Eski Ahit’te “sarks” yerine iki kelime kullanılmıştır: en fazla “basar” kelimesi kullanılmış olup diğeri ise “şe’er” kelimesidir. “Basar” kelimesi

(a-) Sayılar 11:33 ayetinde kuş eti anlamında; Tesniye 14:8 ayetinde hayvan eti anlamında; Daniel 10:3 ayetinde etli bir yemek anlamında;

(b-) Tekvin 2:21 ayetinde insanın eti anlamında; Daniel 1:15 ayetinde “sağlıklı, şişman, etli” anlamında; Eyüp 10:11, Hezekiel 37:8 ayetlerinde kemik ve deri dışında “insan eti” anlamında; Tekvin 17:13 ayetinde sünnetten sonra erkeğin cinsel organı için olup; Çıkış 28:42 ayetinde “edep yeri” olarak tercüme edilmiştir.[1]

(c-) Mezmur 63:1 ayetinde “bedenim seni özler” diyen ifadede“basar” kelimesi insanın beden ve ruh olarak tüm varlığı için kullanılmıştır. Eyüp 19:26 ayetinde “bedenimle Tanrı’yı göreceğim” derken “basar” kelimesi insanın tüm kişiliğini ifade etmek için kullanılmıştır.

(d-) Tekvin 2:23 ayetinde “et” olarak tercüme edilen “basar” kelimesi beden ve kişilik olarak bir ilişkiyi ifade etmek için kullanılıyor. Tekvin 37:27 ayetinde “etimizdir” şeklindeki ifade, kardeşlik ilişkisini anlatıyor.[2] Tekvin 9:11 ayetinde bu kelime insan ve bütün hayvanlar için kullanılmıştır (Bir daha tufanla bütün “canlılar –basar” yok olmayacak). Bu kelime Eyüp 34:15 ayetinde “insanlık” olarak; İşaya 66:23 ayetinde “insanlar” olarak tercüme edilmiştir.

(e-) İşya 40:6 ayetinde “insan” olarak tercüme edilen bu kelime, insanı sadece bir beden olarak ele almıyor; bütün bir kişi olarak geçiciliğine değiniyor.

Yani grek düşüncesinde insan iki parça olarak düşünülürken burada insan beden ve kişilik olarak tek bir parça şeklinde düşünülmektedir. Yine Tekvin 2:7 ayetinde insan parçalar halinde değil, tek bir kişi olarak vardır. Böylece insanı üç parça gibi düşünen ya da dört parça gibi düşünen görüşler Kutsal Kitap’ın en başında reddedilmişlerdir.

“Şe’er” kelimesi Mezmur 78:20, 27 ayetlerinde insan yiyecek et olarak; Mezmur 73:26 ayetinde insanın bedeni için; Mika 3:2 deri ve kemik haricinde insanın eti için; Levililer 18:6 ayetinde “yakın akraba” yani kan ilişkisi anlatılırken bu kelime kullanılmıştır (Levililer 20:19).

Kumran’da yaşayan Esseniler için bedeni olan insan günahkardır; ve kurtuluş için sadece Tanrı’ya ihtiyacı vardır. Yani burada Grek düşüncesinden farklı olarak bedeni yüceltmek ya da bedenden kaçmak fikri yoktur. Beden varsa günahkarlar arasındayız.

Rabbaylar zaman içinde “basar” kelimesinden uzaklaşıp “gup” gelimesini kullanmaya başladılar. Bu düşünce çok belirgin olmasa da beden ve canı biraz birbirinden ayırmaktadır. Onlara göre beden canın içine girdiği bir elbise gibiydi. Helenistik Yahudiler ise ruh ve beden arasında ayrılık gördüler. Sayılar 16:22 ayetinde “Ey Tanrı, bütün ‘insan –basar’ ruhlarının Tanrısı” derken; septugent tercümesinde bu ayet “bütün ruhların ve ‘insanın –sarks’ Tanrısı” şeklinde yorumlanmıştır.

Görüldüğü üzere İbranice metin insanı tek parça kabul ederken insanı bölen düşünüş grek kültüründen gelmektedir. Bu düşünce zaman içinde ‘insanın bedenden ayrı bir şekilde Tanrı ile ilişki içinde olabileceği düşüncesini’ getirdi. Çünkü Grek kültürde tanrı ruhtu ve insanın beden dışına çıkmadan tanrı ile ilişkisi zordu. Böylece beden günahı teşvik eden parça olarak görüldü ve zaman içinde “beden kötü, ruh iyi”düşüncesi yaygınlaştı.

Sarks kelimesi Yeni Ahit’te 147 kez geçmekte olup Pavlus 91 kez bu kelimeyi kullanmıştır. Yuhanna bu kelimeyi 13 kez kullanmış olup, I.Petrus mektubunda 7 kez kullanılmıştır. Yeni Ahit’te “kreas” olarak iki defa geçen kelime ise “yiyecek et” anlamındadır.

PAVLUS SARKS KELİMESİNİ NASIL KULLANDI?

a-) İnsan ve hayvan eti için

I.Korintliler 15:39 ayetinde “sarks” insan ve hayvan eti için kullanılmıştır. II.Korintliler 12:7 ayetinde “sarks” fiziksel beden anlamında kullanılmıştır (Galatyalılar 4:13-14).

II.Korintliler 7:5 ayetinde[3] “sarks” kelimesi bir insan için kullanılmıştır –yani sadece et ya da günaha odaklanmadan tek bir kişiyi ifade etmektedir. Galatyalılar 1:16, I.Korintliler 15:50 ayetlerinde “sarks” kelimesi kan ile birleşik olarak şu andaki insanı ifade etmek için kullanılmaktadır.

b-) Soy için

Romalılar 9:3-5 ayetlerinde beden yani soy ilişkisine değiniliyor. Böylece “sarks” kelimesi bir akrabalık belli etmek için de kullanılmaktadır.

c-) Dünyasal (geçici) ilişkiler için

Romalılar 9:6-8 ayetlerinde İsrail’den olanların hepsinin İsrail’li sayılmayacağını ifade edilirken, İbrahim soyu olsalar bile hepsinin İbrahim’in çocukları sayılmayacağı özetlenmektedir. 8. ayette geçen “sarks” kelimesi olağan yoldan doğan çocukları [ve soyu] ifade etmektedir. Böylece “sarks” kelimesi geçici bir ilişki olan varlığı (bedeni) ifade etmektedir. Benzer şekilde I.Korintliler 10:18 ayetinde “İsrail halkı” olarak tercüme edilen kelime orijinal metinde “bedene göre İsrail” demektedir. Böylece burada “sarks” kelimesi geçici bir var oluş ve ilişkiyi açıklamak için kullanılmaktadır. Mesih ile Yeni Ahit bir kan ve beden ilişkisinden öte ruhsal ilişkiyi öne çıkarmaktadır.

d-) Tüm insanlık için

Romalılar 3:20 ayetinde “her beden –sarks” ifadesi “hiç kimse” olarak;. Galatyalılar 2:16 ayetinde “her beden –sarks” kelimesi “hiç kimse” olarak tercüme edilmiştir (I.Korintliler 1:29). Böylece “sarks” kelimesi tüm bir insanı ifade etmektedir.

e-) Mesih’in bedeni için

I.Timoteyus 3:16 ayetinde Mesih’in “’sarks’ içinde göründüğü” yazmaktadır. Burada “sarks” kelimesi bedende yaşayan bizlere Mesih’in bizden biri gibi olduğunu öğretmek için vardır. Böylece her “sarks” gördüğümüz yere “günah/benlik” yapıştıramayız.

f-) İnsani standart için

Bu kelime insana göre (“sarks –insan” ölçülerine göre) insanın standardını anlatıyor. I.Korintliler 1:26 ayetinde “sarks” kelimesi insan için kullanılıyor. Böylece I.Korintliler 2:6 ayetinde Pavlus öğretişinin “bu çağın, şimdiki çağın bilgeliği”nden ayrı olduğunu okuyoruz. Galatyalılar 6:12-13 ayetlerinde insanın ve Tanrı’nın bakış açısı arasındaki fark belli oluyor. Filipililer 3:2-6 ayetleri bedene insan açısından bakışı özetlemektedir. Ancak Tanrı farklı düşünmektedir (Filipililer 3:7-11).

Böylece “sarks” kelimesine “bedene göre değil –insan göre değil” Tanrı’nın bakış açısından bakmamız gerekiyor.

I.Korintliler 10:2 Yanınıza geldiğim zaman, bizi “olağan ‘insanlar-sarks’” gibi yaşayanlardan sayan bazılarına karşı güvenle takınmak niyetinde olduğum tavrı aynı cesaretle size karşı takınmaya zorlamayın beni.

Bu ayette olağan insanların bedene göre günahkar bir bakış açısından baktıklarını okuyoruz.

I.Korintliler 10:4 Çünkü savaşımızın silahları “insansal-sarks” silahlar değil, kaleleri yıkan tanrısal güce sahip silahlardır.

Böylece insansal, bedensel, dünyasal bakmıyoruz; çünkü Tanrısal bakış ile ‘sarks’a göre bakış tam zıt olarak farklı; ya da savaşımızı insansal-bedensel- dünyasal silahlara dayanarak yapmıyoruz.

II.Korintliler 5:16 Bu nedenle, biz artık kimseyi “’insan –sarks’ ölçülerine” göre tanımayız. Mesih’i bu ölçülere göre tanıdıksa da, artık öyle tanımıyoruz.

Böylece Kutsal Kitap’a, Mesih’e bakarken ‘bedene/benliğe –sarks’a göre değil, Tanrısal bakış açısına göre bakmalıyız.

g-) Tanrı karşı bakış açısı için

“Sarks” düşmüş insanı, Tanrı’ya karşı savaşan, günahkar bir insanı tanımlamaktadır. Bu yüzden Galatyalılar 5:16-26 ayetlerinde ‘benlik –sarks’ ile Ruh’a dayalı zıtlık net bir şekilde ortaya konmuştur. Romalılar 7:17-23; 8:4-9 ayetlerine baktığımızda ‘benlik/beden –sarks’ iyi olan şeylere karşı savaşmaktadır.

Romalılar 8: 7Çünkü “bedenin –sarks’ın” gereksiz isteklerine bağlı düşünce Tanrı’ya düşmanlıktır; çünkü Tanrı’nın yasasına boyun eğmez; eğemez de.

Grek düşüncesinde insan beden (sarks) ve düşünce (nous; fronemea) olarak iki parça idi. Böylece “sarks” insanın geçici ve kötü kısmını, “nous” ise kalıcı ve öz kısmını temsil etmekteydi. Ancak Pavlus burada Grek düşüncesini tersine çeviriyor: ‘Sarks’ın (beden/benlik) ve aynı zamanda ‘nous’un (düşüncenin) Tanrı’ya düşman olduğunu gösteriyor. Öyleyse ‘sarks’ Tanrı ile savaşan Kutsal Ruh’a göre tam zıt ve Tanrı’ya itaatsiz –isyankar- yanımızı anlatmaktadır.

Romalılar 8:8-9 ayeti bizlere artık ‘sarks’a göre yaşamadığımızı ve Ruh’ta yaşadığımızı söylüyor. Yani beden/benlik olarak öldük. Benzer şekilde Romalılar 7:5-6 ayetleri günahın denetiminde olan eski varlığımızın (beden/benlik) artık Ruh’a hizmet ettiğini yazmaktadır. Galatyalılar 5:24 ayeti eski varlığımızın (beden/benlik) çarmıha gerildiğinden bahseder.

Halen ‘sarks’ içinde yaşamaktayız (II.Korintliler 10:3); ancak ‘sarks’a dayanarak yaşamıyoruz:

Galatyalılar 2:20 Artık yaşayan ben değilim; bende yaşayan Mesih’tir. Şimdi bedende yaşadığım yaşamı beni seven ve benim için canını veren Tanrı Oğlu’na imanla yaşamaktayım.

Filipililer 1:20-24 ayetlerine baktığımızda, Pavlus şimdi bedende yaşamasına rağmen Pavlus’ta Mesih yaşıyor. Böylece bu ayetlerde yaşarsak ya da ölürsek de Mesih bizde yaşadığı için, eski ‘sarks’ Ruh bağlılığında ölmüş oluyor.

1-) ‘Sarks’ insanın zayıf ve geçici durumu göstermektedir.

-Böylece “sarks/basar” yazan yerlere baktığımızda bedene, benliğe, dünyaya güvenmeden; ümidimizi, planımızı insan göre yapmadan Tanrı’ya bakmalıyız.

-Tanrı Rab’dir ama biz yaratıldık; ve Tanrı’ya ne denli bağımlı olduğumuzu görmeliyiz.

-Tanrı bizim durumumuza sevgi ile bakıyor ve bize merhamet ediyor.

-Her zorluk, sıkıntı ve baskı altında Tanrı’ya güvenmeliyiz; çünkü bedene/benliğe göre yaşamıyoruz; bedene/benliğe göre savaşmıyoruz.

2-) ‘Sarks’ bazen fiziksel yanımızı göstermektedir.

-Aynı zamanda Mesih’in fiziksel yanına da işaret etmektedir.

-Bizler imanlılar olarak bedensel yaşamda itaatkar olmamız lazım.

3-) ‘Sarks’a göre bakarsak doğal insan, dışşsal insan olarak yanlış yaparız.

4-) ‘Sarks’ bize “ben merkezli” ve Tanrı’ya isyankar bir yaşam içinde olduğumuzu hatırlatmaktadır.

-Kutsal Ruh’a dayalı bir bakış açısı ile devam etmemiz gerekiyor. Çarmıh’a gerilmiş Mesih’e bakarak devam etmemiz gerekiyor. Galatya Kilisesi bedene bakarak üstün olmayı amaçladı. Sünneti teşvik ederek daha gayretli Hristiyanlar olacaklarını zannettiler. Benzer şekilde toplumsal olarak üst bir ahlak içinde yaşama çalışabilirsiniz; ancak yürekleriniz değişmedikçe bedene/benliğe göre yaşamış olursunuz.

-Galatyalılar 5:19-21 ayetleri ‘Sarks’ın Tanrı’ya karşı nasıl bir savaş ve isyankarlık içinde olabileceğini özetlemektedir.

-Ölüm ve ‘Sarks’ arasında yakın bir ilişki görmekteyiz.

‘SARKS’ HAKKINDA İLAVE BÖLÜM:

Elçilerin İşleri 2:31 ayeti Mesih için “bedeni çürüme görmedi” derken Mesih’i sadece bir insan olarak anlatıyor –ama çürümeyen bir beden.

Matta 16:17 ayeti “bunu sana esinleyen insansal bir kaynak değil, göklerdeki Babam’dır” derken insan ve Tanrı arasındaki farkı vurguluyor.

Luka 24:39 ayeti “Çünkü ruhun ne bedeni ne de kemiği vardır. Oysa gördüğünüz gibi, benim var” derken bir hayalet ile bir ‘sarks’ arasındaki farkı vurguluyor –fiziksel bir beden.

II.Petrus 2:10 ayetinde “bedenin kirli tutkuları ardından gidenleri ve yetki sahiplerini hiçe sayanları yargıya saklar” derken beden ve günah ilişkisi vurguluyor; bedenin Tanrı’ya karşıtlığa teşvik eden yönüne dikkat çekilmektedir. Bezner şekilde I.Yuhanna 2:16 ayetinde “bedenin/benliğin tutkuları” hakkında ‘Tanrı’ya karşıt olan şeyler’ olarak konuşuyor.

I.Petrus 4:1 Mesih bedence işkence çektiğine göre, sizler de aynı düşünceyle donatılın. Çünkü bedence işkence çeken, günahla ilişkisini kesmiştir.

Bu ayet bedenin günaha teşvik eden yönüne sırt çevirmeyi, açı çekme durumlarını Mesih gibi, günaha karşı galip gelmek için kullanmayı vurguluyor –Mesih gibi bedene (günaha) ölü ruhça diri olmak (I.Petrus 3:18).

İbraniler 2:14; 5:7 ayetleri Mesih’in insan doğasına dikkat çekmektedir.

İbraniler 10:19-20 ayetleri Mesih’in bedenini göksel tapınağa gidiğimiz bir yol (bölüm) olarak anlatmaktadır.

İbraniler 9:10 ayeti Musa’nın düzenini bedensel kurallar olarak olarak yani dışsal ve geçici olarak belitmektedir. Böylece 9:12 ayeti Mesih’in bedeninin üstünlüğüne dikkat çekmektedir. 9:13-14 ayetleri arasında yine “beden” kelimesi eski düzenin geçiciliğine ve Mesih’in bedeninde yaptığı işin kalıcılığına, sonsuzluğuna, mükemmelliğine dikkat çekmektedir.

Matta 19:5-6 ayetleri evlilik hakkında konuşurken iki kişinin yani iki bedenin tek olmasından, iki bedenin tek ve yeni bir varlık olmasından bahsederken; iki fiziksel bedene ruhsal bir anlam içinde bakmamızı sağlıyor.

Yuhanna 17: 2Çünkü sen O’na tüm insanlık üzerinde yetki verdin; öyle ki O’na verdiklerinin tümüne sonsuz yaşam versin.

Bu ayette “beden” tüm insanlığı ifade etmektedir. Benzer şekilde Matta 24:22 ayetinde “o günler kısaltılmış olmasaydı, hiçbir canlı varlık kurtulamazdı” derken “beden” kelimesi tüm insanlık için kullanılmaktadır. .

Yuhanna 8:15 ayetinde “siz bedene göre yargılıyorsunuz” derken ‘sarks’ insanın bakış açısını vurgulamak için kullanıyor.

Yuhanna 3: 4Nikodimos sordu: “Yetişkin bir adam nasıl doğabilir? Anasının rahmine girip ikinci kez doğacak değil ya!” 5İsa yanıtladı: “Sana önemle belirtirim ki, insan sudan ve Ruh’tan doğmadıkça Tanrı’nın hükümranlığına giremez. 6Bedenden doğan bedendir, Ruh’tan doğan ruhtur.

Bu ayetlerde ruhtan doğmadıkça “bedensel” olduğumuz, ruhsal gerçekleri anlayamadığımız ve ruhsal gerçeklere tarafsız bakamadığımız gösterilmektedir.

Yuhanna 1:13 ayeti “bedeni” dünyasal olarak tanımlamaktadır (Yuhanna 6:52-63).

Yuhanna 1:14 ayeti Logos’un sadece et ve kemik değil, insan doğasını aldığını söylemektedir. Ancak Mesih’in bedenine bakarken sadece fiziksel bedenini göz önüne almıyoruz. Mesih’i olduğu gibi kabul etmemiz gerekir. Yani Mesih’e bedensel olarak değil bedensel ve ruhsal olarak bir bütün halinde bakmamız gerekir. Böylece bu ayet ile Yuhanna 6:47-58 ayeti arasında bir ilişki vardır. Burada Mesih’in kendisi hakkında konuşurken yiyecek içecekten bahsediyor. Ancak açıkça belli ki, bu fiziksel yüyecek-içecekler ruhsal bir anlama işaret etmektedir. Burada sadece “Mesih’in son akşam yemeği” merkezli düşünmüyoruz. Mesih’in fiziksel simgeleri kullanarak ruhsal olan şeyleri görmemizi istediği açıktır. “Bedenimi yiyip kanımı içen bende kalır, ben de onda kalırım” ifadesi Mesih’i bir bedenden öte göksel kimliği ile görüp kabul etmemizin gerekliliğine dikkat çekmektedir:

I.Yuhanna 4: 2Tanrı’nın Ruhu’nu şuradan bilebilirsiniz: İsa Mesih’in beden içinde geldiğini açıkça benimseyen her ruh Tanrı’dandır.

II.Yuhanna 7Çünkü dünyaya birçok kandırıcı çıktı. İsa Mesih’in beden içinde geldiğini benimsemeyenlerdir bunlar.

Reform Seminer Notu: Thieselton, A.C. “Sarx” in The New International Dictionary of New Testament Theology. Originally published as Theologishes Begriffslexikon Zum Neuen Testament. Translated by Lothar Coenen, Erich Beyreuther and Hans Beitenhard. English Language Edition. Grand Rapids: Zondervan. 1975, 671-682.


[1] Hezekiel 16:26 ayetinde ise “büyük etli” olarak geçen bu kelime Türkçe’ye “şehvet düşkünü” olarak tercüme edilmiştir (Hezekiel 23:20).

[2] Tekvin 37:27 Gelin ve onu İsmailîler’e satalım ve elimiz ona dokunmasın; çünkü o kardeşimizdir, etimizdir. Ve kardeşleri sözünü dinlediler.

[3] Çünkü Makedonyaya geldiğimiz zaman bile, bedenimizin hiç rahatı yoktu…

Rev. İlhan Keskinöz

Bu yazıda geçen konular: