Tanrı’nın sonsuz ve ruhsal özüyle ilgili Kutsal Yazı’daki öğretiş, sadece popüler yanılgıları kafamızdan atmak için değil, seküler felsefenin anlaşılmaz yanlarının aksini kanıtlamak için de yeterli olmalıdır. Eskilerden biri[1] yerinde olarak şunu belirtmiştir: “Gördüğümüz ve...
Kategori - Teoloji & Doktrin
Her ne kadar ilk başlarda dayanıksız malzemelere yazılmak zorunda kalınıp, baskı tekniklerinin gelişmesine kadar yüzyıllar boyunca kopyalanıp durulduysa da, Kutsal Kitap ne üslubundan ve doğruluğundan herhangi bir şey kaybetmiş, ne de tükenme ile karşı karşıya kalmıştır. Diğer eski yazılarla...
Tapınmayı şöyle bir hayal izler: İnsanlar tasvirlerde Tanrı’ya baktıklarını düşündüklerinde bunlardaki Tanrı’ya tapmışlardır. Sonunda, insanlar zihinlerini ve gözlerini bunlara diktiğinde, tasvirler daha çok beden almaya ve sanki bunların özünde bir tanrısallık varmış gibi, insanlar...
Bu putların kökeni hakkında Özdeyişler kitabında düşünülen, aslında halkın izniyle kabul edilmektedir: Bu putların fikir babaları bu onuru ölülere verenler, böylece batıla dayanarak kendi anılarına tapanlardır.[1] Bu sapkın geleneğin çok eski olduğunu elbette kabul ediyorum. Dahası bunun, insanları...
Tasvirlerin, eğitimsizlerin kitapları olduğunu söyleyen oldukça eski bir deyiş biliyorum. Bunu Gregorius söylemiştir; yine de Tanrı’nın Ruhu başka türlü duyurmaktadır; eğer Gregorius bu konuda O’nun okulunda eğitim görseydi asla böyle konuşmazdı. Yeremya, “Yararsız putlardan ne...
“Ulusların putları altın ve gümüşten yapılmış, insan elinin eseridir” [Mez. 135:15; Krş. Mez. 115:4] sözü de aynı anlamdadır. Peygamber, yapıldıkları malzemeye bakarak, bunların altın ya da gümüş tasvirler olduğu, tanrı olmadığı sonucuna varır; zihnimizde Tanrı’yla ilgili...
Aslında Tanrı, zaman zaman varlığını kesin işaretlerle göstermiştir. Öyle ki, O’nunla yüz yüze gelindiği söylenebilir. Ama gösterdiği bütün işaretler O’nun öğretiş planına uygun olmuş ve aynı zamanda da insanlara, kavranılmayan özünü açıkça anlatmıştır. Bulutlar, duman ve ateş [Yas...
O’nun bu yasağa eklediği nedenlerden şu sonuç kolayca çıkarılabilir. Önce, Musa’ya göre: “RAB, Horev’de ateşin içinden size seslendiği gün hiçbir tasvir görmediniz” ayetini hatırlayın [Yas. 4:15; Krş. 4:12]. “Bu nedenle kendinize çok dikkat edin” [4:15]...
Kutsal Kitap’ın, Kutsal Ruh’un bir nesne değil bir kişi olduğunu açıkladığını gördük. İngilizce’de Kutsal Ruh için It (cansız varlıklar için O) değil, He (erkekler için O) zamiri kullanılır. Aynı zamanda Kutsal Kitap, Kutsal Ruh’un tanrısal bir kişi olduğunu da açıklamaktadır. Kutsal Ruh Tanrı’dır...
Kişilerden bahsederken ben, sen, o gibi kelimeler kullanırız. Bu kelimelerin tabi ki de, kişiliği olmayan nesneler veya şeyler için de kullanıldığı durumlar vardır. Gemiler, arabalar veya kilise için cinsiyet belirten terimler kullanırız. Genelde bu kullanım, kolayca anlaşılabilen şekillerde olur...
Şairler, genç bir adamın hayalinin, bahar aylarında aşka dönüşmesinden bahsederler. 1958’in ilk baharında, benim hayalim ise ölümcül bir mücadeleye kilitlenmişti. Bu mücadele, benim ölümlü insani varlığım ile Tanrı’nın ölümsüz yasası arasında olan ve hiçbir insanın tamamen veya sonunda yenemeyeceği...
İnsanlara, günahları için kurban kesmelerini söylerken Tanrı’nın bir amacı vardı. Bunun aracılığıyla günahlar için en son kurban olacak kişiyi beklemelerini öğretti. 1. Petrus 1:10’da bizlere şöyle denmekte: “Size bağışlanacak lütuftan söz etmiş olan peygamberler, bu kurtuluşla ilgili dikkatli...
Birinci buyruk: “Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Tanrın YAHVE Ben’im. Karşımda başka ilahların olmayacaktır”. Tanrı’nın yetkisini insanlara gösterdiği kelime “Tanrın” kelimesinde bulunmaktadır. Herşeyin üzerindeki, kendinde varoluşa sahip olan ve var olan herşeyi devam ettiren...
Tanrı kendi doğru standartlarına ilişkin gerçek bilgiyi bizlere vermek için Yasayı kullanır. Ona tapınacak ve kendimizi alçaltacağız. Bizler üzerinde hükmetme hakkını belirterek, hakkettiği üzere bizleri O’na tapınmaya çağırır ve bizlere kendi iyiliğinin standardını göstererek, doğru olanı yapmak...
Yasa dahil olmak üzere tüm Eski Ahit antlaşması, Tanrı’yı arzulamayı teşvik etmek için verilmişti. Yasa, gerçeğin bir görüntüsüydü ancak geçiciydi. Tanrı yanan yağların kokusunu ya da günahları ortadan kaldıramayan hayvanların kanının dökülmesini gerçekten istememişti. 1. Samuel kitabı kadar erken...
İnsanlar, Kurtarıcı Mesih tarafından değiştirilinciye kadar kendilerine yalnızca utanç getirebilecek bir düşmüşlük ve bozulmuşluk içindedirler. Tanrı’nın, bir Baba olduğunu öğrenebiliriz ama aklımız ve vicdanımız, O’nun oğulları olmaya layık olmadığımızı söyleyebilir. Mesih’in ölümü aracılığıyla...
1. “İnsan gereklilikten ötürü günah işliyorlarsa, o aslında günah değildir. Ancak, günahı reddetmek için özgür bir iradeye sahip olurlarsa, o günah olabilir”. Gerekli olduğu söylenerek günaha mazeret bulunamaz. Ne de günah isteyerek işlendiğinden, bundan kaçmak mümkündür diyebiliriz. İnsanın...
İnsan iradesi küçük bir at gibidir. Ona ya Tanrı, ya da İblis binebilir. Binici Tanrı olduğunda, bizleri doğru yola yönlendirir. Eğer binici İblis ise, bizleri yıkıma sürükler. Doğal insan, İblis’e itaat etmek zorunda değildir ancak Şeytan’nın zekiliğiyle öylesine büyülenmiş ve kandırılmıştır ki...
İsa diyor ki, “Bedenden doğan bedendir”. Buradaki “beden” ile anlatılmak istenen “insan doğası”dır. Pavlus, benliğe dayanan düşüncenin ölüm getirdiğini çünkü Tanrı’ya karşı olduğunu söyler (Romalılar 8:67). Tanrı’nın yasasına boyune eğmez, eğemez de. Doğal benliğe dayanan düşünce tüm gücüyle...
Bu konuyu incelerken dikkat etmemiz gereken iki tehlike bulunmaktadır. İnsanın tüm doğruluk algısını kaybettiğini düşünmemeliyiz. Çünkü bu, tembellik gibi bir günaha mazeret bulmamız için bir olanak verirdi. Daha da kötüsü bir kişi, doğru olanı yapmaya hiçbir gücünün olmadığını, bu yüzden de...
Yaygın filozofi, insanoğlunun itibarını ve zihinsel yeteneğini vurgular. Bu varsayım kendilerinin yetenekli, zeki ve bilge olduklarını düşündürerek insanları gururlandırır. Böylece insanlar iyi bir izlenim ve görünüm için, bir nevi iyilik yapma ve kötülükten sakınma arzusunu kendi içlerinde var...
İblis ve tüm kötü insanların Tanrı’nın iradesiyle kontrol edildiklerini söyleyen bazı Kutsal Kitap ayetlerinin anlaşılması çok güçtür. Kötülük yapıldığında Tanrı’nın sorumlu olduğunu düşünmeye başlarız. Tanrı’nın bazı şeyleri yapıp bazılarının da olmasına izin verdiğini söylerek bu sorunu çözmeye...
Sadece eğer Yaratıcımızdan, dünyayı Yaratandan söz ettiğimizi hatırlarsak, Tanrı’nın dünya için olan sürekli sağlayışını ve müdahelesini doğru bir şekilde göz önüne alabiliriz. Saygıyla ve alçak gönüllülükle konuşmalıyız. Çoğu insan, Tanrı’nın kendi akıllarının anlayabileceğinden çok daha fazla...
Tanrı’nın evreni yaratıp, sonra onu kendi haline bıratığının doğru olmadığına inanıyoruz. Bu da Hristiyanlar ve inanmayanlar arasındaki en önemli farklılıklardan biridir. Tanrı’nın işleyişinin, en başta olduğu kadar evrenin sürekliliğinde de var olduğunu biliyoruz. Çoğu insan, Tanrı’nın...