İnanç Savunması

Davut’u sayım yapmaya kim yönlendirdi?

Soru: Davut’u nüfus sayımı yapmaya Tanrı mı yoksa Şeytan mı yönlendirdi veya kışkırttı?
Ayet: 2.Samuel 24:1; 1.Tarihler 21:1
Kategori: Tanrı’nın tarihte nasıl çalıştığı konusunda yanlış anlama

Cevap:
Eğer her iki ifade de yanlış olmasaydı, bu bariz bir çelişki olurdu. Bu olay Davut’un krallığının son yıllarına doğru gerçekleşmekte ve Davut parlak zaferli günlere doğru, geriye doğru bakmaktaydı, Kenan, Filist, Moav, Ammonluları ele geçirmiş ve krallığı altında toplamıştı. Başarılarından ötürü büyük bir öz beğeniye ve gurura kapılmıştı ve Tanrı’nın merhametinden çok daha fazla ordu ve daha fazla başarı peşindeydi.

Rab bu nedenle Davut’un dizleri üzerine çöküp, tekrar Tanrı’nın merhametine sığınması zamanı geldiğine karar verdi. Bu nedenle daha ne kadar iyisini yapabileceğini öğrenmesi için nüfus sayımı yapmasına izin verdi, tıpkı bu nüfus sayımı ulusal egoyu şişirecek tek şeymiş gibi (Yoav’ın 1.Tarihler 21:3’te sayıma karşı çıkmasında gösterilmektedir). Sayım yapılır yapılmaz, Tanrı çoğunluğunun yaşamını kaybedeceği bir salgın hastalığı halkın üzerine göndermeyi amaçlıyordu (2.Samuel 24:15’e göre 70,000 İsrailli yaşamını yitirdi).

Peki ya Şeytan? Madem Tanrı Davut’u aklında olan deliliği yapmaya yönlendirdiyse, Şeytan neden bu konuya kendini dahil etsin (1.Tarihler 21:1’e göre)? Nedenlerinin tamamen ve şeytanca olduğu görülmekte, böyle bir nüfus sayımının Tanrı’yı hoşnut etmeyeceğini bilerek (1.Tarihler 21:7-8) o da Davut’u bunu yapması için kışkırtmıştır. Fakat bu yeni bir durum değildir, Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın ve Şeytanın denenmelerde ve ruhları sınamada birlikte yer aldıkları birçok olay ve durum yer almaktadır:

a) Eyüp kitabında, birinci ve ikinci bölümde Tanrı’nın Şeytana Eyüp’e felaket getirmesi için izin verdiğini görüyoruz. Şeytanın amacı Eyüp’e olabildiğince zarar verip, böylece Tanrı’ya olan imanının sarsılmasını sağlamak için tamamen kötü niyetliyken, Tanrı’nın amacı Eyüp’ün imanını aklamak ve bu denenme aracılığıyla disiplin amaçlı olarak Eyüp’ün karakterini güçlendirmekti.

b) aynı şekilde 1.Petrus 4:19 ve 5:8’e göre Tanrı ve Şeytan zulme uğrayan Hristiyanların acı çekmelerinde yer alırlar. Şeytanın amacı onları yakıp yok etmek (1.Petrus 5:8) veya onları kendi durumuna, acının içine çekmekken, Tanrı’nın amacı onları imanda güçlendirmek ve Mesih’in yaşamında çektiği acılara ortak olmalarını sağlamak, böylece gelecek olan cennetin görkeminde Mesih’le birlikte sevinmelerini sağlamaktır (1.Petrus 4:13-14).

c) Hem Tanrı hem de Şeytan İsa’nın dünyadaki yaşamı ve hizmeti boyunca üç denenmeye maruz kalmasına izin vermiştir. Şeytanın amacı İsa’yı kurtarma misyonundan mahrum bırakmakken, Tanrı’nın amacı ilk Adem’in düşüşüne neden olan ayartıcı üzerinde zafer kazanmasını sağlamaktı.

d) Petrus’un başkahinin kurulunda İsa’yı üç kez inkar etmesinin nedeninde her iki tarafın da yer aldığını İsa’nın Kendisi Luka 22:31-32’de şu şekilde anlatmaktadır, “Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin almıştır. Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir.”

e) Ve son olarak çarmıhın kendisi Tanrı ve Şeytan’ın yer aldığı bir başka örnektir. Şeytan Yahuda’nın yüreğini ele geçirip, İsa’ya ihanet etmesi için yüreğine nefret ve ihaneti soktuğunda (Yuhanna 13:27) amacını açığa vurmuştur. Fakat Tanrı’nın amacı çarmıhın ardındadır: İsa, boğazlanmış Kuzu, dünyanın kuruluşundan beri yaşamını birçokları için verecekti, öyle ki günahkar başlangıçta, Aden bahçesinde kaybettiği ilişkiyi tadacak ve böylece sonsuz bir ilişki içine girecektir.

Böylelikle tamamen farklı amaçlarla olmasıyla birlikte Tanrı ve Şeytan’ın birlikte yer aldığı farklı beş örnek gördük. Davut’un nüfus sayımı da içinde olmak üzere Şeytan’ın amacı tüm örneklerde kötü niyetliyken, Tanrı’nın hepsinde amacı Şeytanınkinden tamamen farklıydı. Tanrı’nın amacı ebedi zafere yönelik yegane bir amaç ve aynı zamanda denenmeden geçen kişinin işlevliğini artrmaya yönelik bir gayeydi. Her durumda Şeytan’ın başarısı kısıtlı ve geçiciyken, Tanrı’nın başarısı en sonunda da görüldüğü gibi amacına tam anlamıyla hizmet etmiş ve ebediydi.