Teoloji & Doktrin

Doğuştan Günahlılık Taklide Dayanmaz

Ana babaların kirliliği çocuklara öyle aktarılıyor ki, daha vücuda geldikleri anda hiç ayrıcalıksız hepsi kirleniyor, diye duyuyoruz. Ancak kaynak olarak hepsinin ilk ana babasına kadar geriye gitmezsek bu kirlenmenin başlangıcını bulamayacağız. Âdem’in sadece ata değil, bir yerde insanlığın kökeni olduğunu; bu nedenle de onun bozulmuşluğunda insanoğlunun kirlendiğini kabul ediyoruz. Elçi, Âdem’le Mesih’i karşılaştırarak bunu açıklamaktadır: “Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı” [Rom 5:12]. Mesih’in lütfuyla da doğruluk ve yaşam bize geri verilmiştir [Rom. 5:17]. Pelagius’çular burada ne saçmalıklar söyleyecekler? Âdem’in günahının taklitle yayıldığını mı? O zaman Mesih’in doğruluğu sadece, taklit etmemiz için önümüze koyulan bir örnek olduğu için mi yararlı? Bu saygısızlığa kim dayanabilir ki! Ama Mesih’in doğruluğunun ve bu durumda yaşamının bağlantı yoluyla bizim olduğu tartışma götürmüyorsa, bundan hemen, doğruluğun ve yaşamın Âdem’de kayba uğradığı ancak Mesih’te eski durumuna geldiği ve günahla ölümün de Âdem’le yayıldığı ama Mesih aracılığıyla hükümsüz kılındığı sonucu çıkmaktadır. Şunlar anlaşılmaz sözler değildir: “Bir adamın söz dinlemezliği yüzünden nasıl birçoğu günahkâr kılındıysa, bir adamın söz dinlemesiyle birçoğu da doğru kılınacaktır” [Rom. 5:19]. Bu durumda ikisi arasında bir ilişki vardır: Bizi kendi yıkımına bulaştıran Âdem kendisiyle beraber bizi de mahvetmiştir; ama Mesih, kurtulmamız için lütfuyla bizi doğru kılmaktadır.

Gerçeğin bu kadar net olan ışığında daha uzun ya da daha çok çaba isteyen kanıta gerek yoktur. Pavlus, Korintlilere birinci mektubunda Tanrı’ya bağlı kişinin dirilişe imanını pekiştirmek ister. Bu durumda Âdem’de kaybolan yaşamın Mesih’te yeniden kazanılacağını belirtir [1Ko. 15:22]. Hepimizin Âdem’de öldüğümüzü duyuran Pavlus, aynı zamanda da günah hastalığının bize bulaştığına açıkça tanıklık eder. Günah suçunun dokunmadıklarına mahkûmiyet verilemez. Pavlus’un ne demek istediğinin en net açıklaması anlatımın ikinci bölümündedir. Burada yaşam umudunun Mesih’te eski durumuna getirildiğini duyurmaktadır. Ama bunun tek yolunun, Mesih’in, Kendi doğruluğunun gücünü bize aktardığı bu harika ilişki olduğu iyi bilinmektedir. Başka bir yerde yazıldığı üzere, “Doğruluk nedeniyle Ruh bizim için yaşamdır ” [Rom. 8:10, mealen aktarma]. Sonuçta, “Âdem’de öldük” ifadesini yorumlamamızın tek bir yolu vardır: Âdem günah işleyerek sadece kendisini talihsizliğe ve mahva sürüklemedi, bizim doğamazı da benzer bir yıkıma götürdü. Bunun nedeni, sadece bizimle hiç ilgisi olmayan suçu değildi ama içine düştüğü bu bozulmuşluğu soyuna da bulaştırmıştı.

Pavlus’un, “Doğal olarak biz de gazap çocuklarıyız” [Ef. 2:2] ifadesi, ana rahminde lanete uğramış olmasalardı geçerli olamazdı. Açıkçası Pavlus, “doğal” sözcüğüyle, bunun Tanrı tarafından başlatıldığını değil, Âdem tarafından bozulduğunu söylemek istiyor. Tanrı’nın, ölümün yazarı durumuna getirilmesi O’na hiç uymazdı. Âdem o kadar bozulmuştu ki, bu bulaşıcılık bütün soyuna yayılmıştı. Bizim göksel yargıcımız Mesih, “Bedenden doğan bedendir” [Yu. 3:6] dediğinde, bütün insanların kötü ve bozulmuş olduğunu ve yeniden doğuncaya kadar yaşamın kapısının hepsine kapalı olduğunu [Yu. 3:5] yeterince net duyuruyordu.

John CALVIN

Bu yazıda geçen konular: