İnancımız

Hristiyanlık Dini ve Hristiyan Nedir?

Bu sorunun sorulması gerekiyor, çünkü çok farklı cevaplar veri­liyor. Sonuç şu ki, bazı insanlar, Hristiyan değillerken, Hristiyan olduklarını düşünüyorlar, bazıları ise gerçekten Hristiyan­ken Hristiyan olmadıklarını düşünüyorlar! Bir sonraki bölümde Hristiyan olmanın ne anlama geldiğini açıklayacağım ama hep­sinden önce, Hristiyanlığın ne anlama gelmediğini söyleyeyim.

1. Kendinize Hristiyan demeniz yetmez
Hristiyanlık bir addan çok daha fazlasıdır. Kutsal Kitap’ta, Hristiyan olduklarını iddia eden ve gerçek Hristiyan olmayan bazı insanlar anlatılmaktadır. Ne yazık ki, Rab Mesih İsa’nın izinden gittiğini söyleyen ama yaşam tarzlarıyla aslında günah­larına hiç sırt çevirmeyen pek çok kişi vardır. Tanrı’yı tanıdık­larını öne sürebilirler ama yaşamları bunu yadsımaktadır. Aslın­da Rab İsa, gerçek Hristiyan olmadan da, O’nun adıyla vaaz vermenin, mucizeler göstermenin mümkün olduğu konusunda uyarmıştır (Titus 1:16; Matta 7:22-23). Her şeye rağmen insanlar, günahlarından vazgeçmediklerinde, Tanrı’nın kendile­rini günahlarından kurtardığını nasıl söyleyebilirler?

2. Vaftiz olmak yetmez
Vaftizin sizi Hristiyan yaptığını düşünmek çok yaygın bir fikir­dir. Birçok kişi vaftiz olduğu için, Tanrı’nın çocukları olduğunu ve tabii ki, cennete gideceğini düşünmektedir. Ancak vaftiz sizi gerçekten Hristiyan yapsaydı ve size Tanrı’nın sevgisinin kazandırsaydı, cennete gitmeniz için gereken tek şey vaftiz belgesi olurdu! Milyonlarca kişi vaftiz olmuştur ama Rab Mesih İsa, “Yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır” (Matta 7:14) demektedir. Cennete girmek için aramaktan, kapıyı çalmaktan ve mücadele etmekten de söz etmektedir (Mat­ta 11:12; Luka 13:24). Şayet gereken tek şey vaftiz olsaydı bü­tün bunlar gereksiz olurdu. Vaftiz, Tanrı’nın bizim için yaptık­larının işaretidir. Kendi başına hiçbir şeydir. Vaftiz iyidir ama İsa’nın, “yeniden doğma” dediği mükemmel ve kudretli değişi­min yerini tutmaz (Yuhanna 3:7).

3. Tertemiz bir yaşam sürdürmek yetmez
Kutsal Kitap zamanında, Yahudi din bilginleriyle Ferisiler sür­dürdükleri tertemiz yaşamla çok dikkati çeken bir gruptu. Ancak Rab İsa Mesih, “Doğruluğunuz din bilginleriyle Ferisiler’inkini aşmadıkça Göklerin Egemenliği’ne asla giremezsiniz” (Matta 5:20) diye duyurmuştur. Tertemiz bir yaşam sürdürmek için Hristiyan olmanız gerekmemektedir. Elçi Pavlus, Hristiyan olma­dan uzun zaman önce yaşam tarzının kusursuz olduğunu iddia edebilmiştir (Filipililer 3:6). Ama bu, yeterli değildi. Bundan çok daha fazlası gerekmektedir yoksa siz masum olduğunuzu söyleyip ne kadar karşı çıkarsanız çıkın, Tanrı yine de sizi mah­kûm edecektir. Ahlakın aleyhinde değilim; sadece ona güven­meyin diye sizi uyarıyorum. Tertemiz bir yaşam kimseyi kurtar- mamıştır.

4. Dindar olmak yetmez
Kutsal Kitap’ta gerçeğin ya da ruhsal gücün olmadığı (2. Timo- teos 3:5) bir din tarzının mümkün olduğu söylenmektedir. Ger­çek bir Hristiyan olmadan, uzun dualar edebilirsiniz, dinsel vaaz ve öğretiş dinleyebilirsiniz, oruç tutabilirsiniz ve Tanrı’ya kulluk etmek için başka her şeyi yapabilirsiniz (Matta 23:14; Luka 18:12; Markos 6:20; Yeşaya 1:11). Gerçek Hristiyanlığın kapsamı kiliseye gitmekten, para konusunda cömert olmaktan ve dua etmekten çok daha fazlasıdır. Bütün bunları yapabilirsi­niz -hatta canınızı verebilirsiniz- ve yine de Tanrı’ya ait olmaz­sınız.

5. Düzelmeniz yetmez
Kutsal Kitap’ta, Tanrı konusunda aydınlanmış bir zihne sahip olsanız, günahlarınızdan suçluluk duysanız bile, Hristiyan olmakta eksiklerinizin olduğu öğretilmektedir (İbraniler 6:4; Elçilerin İşleri 24:25; Markos 6:20). İnanmakla Tanrı’ya dön­mek arasında büyük bir fark vardır. Cinayet işleyen ilk insan olan Kayin, huzursuz vicdanını bastırmayı başarıncaya kadar iş ve inşaat projeleriyle durup dinlenmeden oradan oraya dolaş­mıştır. Ama Kutsal Kitap’ta onun Tanrı’yı gerçekten aradığını akla getiren hiçbir şey yoktur (Yaratılış 4). Bazı insanlar sadece belli bir günahı işlemeye son verdikleri, kötü bir alışkanlıktan vazgeçtikleri ya da bazı kötü etkilerden uzak durdukları için Hristiyan olduklarını düşünürler. Ne var ki, Hristiyan olmak bütün bunlardan çok daha fazlasıdır.

Birçok kişi vicdanı huzursuz olduğunda dua eder, Kutsal Kitap okur, vaaz dinler, günahkâr zevklerinin bazısından vazgeçer an­cak artık suçlu olmadığını hisseder hissetmez, hemen günah­larına geri döner. Tanrı’nın eli aleyhlerine döndüğünde, Yahu­dilerden daha dindar bir grup hiç olmamıştır ama acı çekme süreleri sona erdiğinde, değişmez bir biçimde, Tanrı’yı yine unutmuşlardır. Yaşamınızı birçok şekilde düzeltebilirsiniz, yine de yüreğinizde aynı insan olabilirsiniz.

Bir topak kil alıp onu çiçek, sonra hayvan kalıbına dökebilirsi­niz, sonra insan biçimi verebilirisiniz ama her zaman o, kil ola­rak kalır. Aynı şekilde, bilgisizlikten bilgiye, apaçık tanrısızlıktan dine yönelebiliriz, oysa doğamız her zamankiyle aynıdır.

Umutlarınızı şimdiye kadar ele aldığımız şeylere dayandır- dıysanız, bu bölümü kabul etmek size güç gelebilir. Sizinle Tan­rı arasında her şeyin iyi gittiğini düşünebildiğinde, hiçbir şeyin iyi gitmediğini anlamak üzücü bir deneyim olabilir. Yazarken, kendimi biraz, yakın bir arkadaşımın -zevk için değil, gerektiği için- kolunu ya da bacağını kesen bir cerrah gibi hissettim. Asıl­sız umutlarınızı devam ettirerek sonucun cehennem olmasın- dansa şimdi içinde bulunduğunuz durumu anlamak sizin için daha iyidir.

Hristiyan olduğunuzu iddia ediyorsanız, sizi umudunuzun da­yanağını irdelemeye davet edeyim:

-Vaftiz olmanız mı?
-Kilise üyesi olmanız mı?
-Din hakkında çok şey bilmeniz mi?
-Tertemiz, ahlakî bir yaşam sürdürmeye çalışmanız mı?
-Günahlarınızın sizi huzursuz etmesi mi?

Bütün bunlar başlı başına çok iyidir ama sizi Hristiyan yapmaz, sizi kurtarmaz. Kendinizi irdeleyin, bütün kalbinizle Rab’be dönün. Tanrı sizi değiştirmezse kaybolursunuz.

Ne var ki, Hristiyan olduğunuzu belki de hiç iddia etmiyorsu­nuz. Eğer böyleyse daha iyi durumda değilsiniz. Siz de günah­larınızdan tövbe edip Tanrı’ya dönmelisiniz. Rab Mesih İsa’ya dönün. O’nun bağışlamasını ve yeni yaşamı alın. Kendinizi O’na adayın, kutsal bir yaşam sürdürün yoksa Tanrı’yı asla gö­remezsiniz. Olduğunuz gibi kalırsanız, sonsuza kadar ölümün acısını çekeceğiniz kesindir.

Peki Hristiyan olmak nedir? Nasıl hristiyan olunur? Bunu öğrenmek ve okumak için burayı tıklayın!

Joseph Alleine

Bu yazıda geçen konular: