İncil (Yeni Antlaşma)

İncil’de bahsedilen ‘Kutsal Öpüş’ ne anlama geliyor?

“Kutsal olun, çünkü BEN kutsalım.” diyen Tanrı kendi kutsalığını doğal olarak kendi halkında da görmek istemektedir. (1. Petrus 1:15) Kutsal olan Tanrı’ya yaklaşmak isteyenlerin aynı kutsallığa sahip olması gerekir. Tanrı’nın bizden beklentisi ve isteği budur. Tanrı ile ilişkisinde kutsallığı koruyan kişi tüm insani ilişkilerinde de aynı kutsallığı devam ettirecektir. Kutsallık Tanrıyla ve beşeri hayatla olan ilişkimizi etkilemeli ve yönlendirmemelidir. Kutsallık Tanrı ve insanlarla olan ilişkimizde hayatımızın merkezi olmalıdır.

Asık surat can sıkıntısı ve stresin bir işareti olduğu gibi çatık kaşlar da öfkenin işaretidir.Ya öpücük? Derin bir bağlılık sevgi, aşk, karşımızdaki bağışlama, onu kabul etme simgesi olan öpücük Yahuda’nın dudaklarında bir ihanet simgesine dönüşmüştür. Dünya ve benlik merkezli Yahuda’nın öpücüğü kutsal olmayan bir öpücüktür. Yani Yahuda kutsal yaşamayan bir kişidir. Kutsal kitap ise İsa Mesih’e iman etmiş insanların her durumda kutsallığı korumalarını ve devam ettirmelerini bekler.

Ortodoğu kültüründe yolda birbiriyle karşılaşan insanların selamlaşmasının bir parçasıdır öpücük. “Birbirinizi sevgiyle öperek selamlayın.”(1. Petrus 5:14) diyen ayette olduğu gibi bu yüzden Pavlus’un Efes kilisesinin ihtiyarlarıyla yaptığı toplantı sonunda ihtiyarların, Pavlus’un boynuna sarılıp onu öperek(Elçilerin İşleri 20:37) kutsadıklarını görüyoruz. Ülkemizdeki kiliselerde her toplantı öncesi ve sonrasında imanlıların birbirlerine “esenlik” dilerken sarılmaları ve öpmeleri Havarilerin dönemindeki bu kutsal geleneğin bir devamıdır.

İncil’de “Birbirinizi kutsal öpüşle selamlayın.” (Romalılar 16:16, 1. Korintliler 16:20, 1. Korintliler 13:12, 1. Selanikliler 5:26) diyen ayetlerde Yahuda’nın Kutsal olmayan öpücüğü bizlere hatırlatılırken diğer yandan kutsallık üzerine dikkat çekilir. Yani kutsallık yanlızca Tanrı ile olan ilişkimizde değil tüm insani ilişkilerimizde de olması gerekir. İsa’nın bir ferisinin evine davetli olduğunu öğrenen günahkar bir kadın oraya gider, onun ayakları dibinde durur, ağlar, saçlarıyla İsa’nın ayaklarını siler, öper. Günahkar kadın İsa’ya baktığında O’nun kutsallığı ile kendi günahkarlığı arasındaki o derin mesafeyi görür. Kurtuluşu için İsa’nın kurtarıcılığına muhtaç olduğunun farkındadır. İşte böyle bir tövbe ve pişmanlık bizlerin hayatında gerçekleşmemişse kutsallığa henüz yaklaşmış sayılmayız.

Kutsallık ve sevgi (Yahuda’da olmayan) Tanrı’nın bizden beklentisidir. Niye? İsa Mesih şan ve görkem içinde kutsal melekleriyle birlikte kilisesini almaya geldiğinde görmek isteyeceği şey bunlardır da onun için.


Rev. İlhan Keskinöz

Bu yazıda geçen konular: