Teoloji & Doktrin

İnsan, Tek Bir İyi İşi Bile Kendine Atfedemez

Tanrı’nın lütfu olmadan insan, tek bir iyi işi bile kendine atfedemez. Elçinin şu sözünün anlamını cahilliklerinden yanlış şekilde çarpıtıyorlar: “Hepsinden çok emek verdim. Aslında ben değil, Tanrı’nın bende olan lütfu emek verdi” [1Ko. 15:10]. Şöyle anlıyorlar: Pavlus’un kendisini diğer hepsine tercih etmesi biraz fazla kibirli görünebildiği için, Tanrı’nın lütfuna paye çıkararak ifadesini düzeltmiştir; yine de bunu, kendisine lütufta paydaş bir emekçi diyecek şekilde yapmıştır. Aksi takdirde iyi olan çok sayıda insanın bu saman çöpünde tökezlemesi şaşırtıcıdır. Elçi, Rab’bin lütfunun, kendisini emek vermekte paydaş duruma getirmesi için kendisiyle birlikte çalıştığını yazmıyor. Tersine, bu düzeltmeyle, emeğin bütün payesini sadece lutfa veriyor. “Ben değil, Tanrı’nın bende olan lütfu emek verdi” diyor [1Ko. 15:10]. İfadenin belirsizliği ama özellikle de, Grekçe tanımlamanın gücünün gözden kaçtığı saçma Latince çeviri onları aldatıyor. Şayet kelimesi kelimesine çevirirseniz, lütfun kendisiyle birlikte paydaş bir çalışan olduğunu değil, her şeyin nedeninin kendisindeki lütuf olduğunu söylüyor. Augustinus bunu kısaca ama net olarak öğretiyor. Şöyle diyor: “İnsanın iyiyi istemesi Tanrı’nın birçok armağanından önce gelir ama hepsinden önce değil. Önce gelen bu istem başlı başına bu armağanların arasındadır. O zaman şu sonuç çıkar: ‘Tanrım sevgiyle karşılar beni’ [Mez. 59:10] ve ‘Sevgi izleyecek beni’ [Mez. 23:6] diye yazılmıştır. Lütuf, isteksiz insanı isteyebilsin diye karşılar; boşu boşuna istemesin diye onu isteyerek izler.” Bernard, Augustinus’la aynı görüştedir. Kiliseye şöyle dedirtir: “Beni istekli kılmak için, istemeseniz de beni çekin; ayağına yavaş olan beni koşturmak için beni çekin.”

John CALVIN

Bu yazıda geçen konular: