İncil (Yeni Antlaşma) Kutsal Kitap Tevrat (Eski Antlaşma)

Kutsal Kitap’ın Edebiyat Üzerine Etkisi

Cleland B. McAfee, The Greatest English Classic (En Büyük İngiliz Klasiği) adlı eserinde şöyle yazmıştır: “Aklınıza gelen her şehirdeki Kutsal Kitap yok edilseydi bile; halk kütüphanelerindeki kitapların içerisinde bulacağınız alıntıların bir araya getirilmesiyle bu kitap, tüm gerekli parçalarına sahip bir şekilde yeniden oluşturulurdu. Hemen hemen bütün önemli edebiyat yazarlarının, özellikle Kutsal Kitap’tan nasıl etkilendiklerini göstermek amacıyla hazırlanmış olan birçok çalışma mevcuttur.”

Esinlenerek yazılmış olan Kutsal Kitap’ın kendisi de, aslında bir ilham kaynağıdır. Onun sosyal alanda, etik anlayışta ya da edebi yaratıcılıkta yarattığı etkinin bir eşi daha mevcut değildir… Karakterleri heyecanlandırıcı, hikâyeleri sonsuza kadar geçerli, zaferleri ve yenilgileri ezici bir etkiye sahiptir. Her göz yaşı bizlere dokunmaktadır, her sesleniş bizleri parçalamaktadır. Başka bir asrın yazıları olmasına rağmen, Kutsal Kitap’ın şiirleri asla eskimez ve çağı geçmez. Yüzyılların gerisinden bizlere, direkt olarak hep beraber ve tek tek seslenmektedirler.
– ELIE WIESEL, ROMAN YAZARI, NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ SAHİBİ

Gabriel Sivan’ın yazısında şu satırları okumaktayız: “İnsanlığın hazinesindeki başka hiçbir eser, okuyucularına bu kadar çok çeşit sunmamaktadır; ahlâki ve dini öğretiler, mükemmel şiirler, sosyal bir program ve yasal düzenlemeler, tarihi tefsirler ve İsrail’in peygamberlerinin ve liderlerinin dengi olmayan bir kudret ve ihtiras ile tasvir ettikleri, insanların içinde oluşan bütün coşku, üzüntü ve umutlar.”

Eski Antlaşma’yı göz önünde bulundurarak, sözlerine şöyle devam etmiştir;
“İnsanlık tarihinin şafağından beri hiçbir kitap, Eski Antlaşma’nın yazarlarından gelen esin kaynağını yaratamamıştır. Şiir, drama ve kurgu edebiyatını etkileme bakımından eşsizdir. 1830 yıllarında kalemini konuşturmuş olan Alman şair Heinrich Heine, Kutsal Kitap’ın lirik anlatımdaki değerini şu sözleriyle dile getirmiştir:

“Şafak ve gün batımı, vaat ve ifa, doğum ve ölüm, insanlığın tüm dramı, her şey bu kitapta mevcuttur. Bu kitap, Kitapların Kitabı, Biblia’dır (Kutsal Kitap). Hemen hemen bütün ülkelerden ve kültürlerden yazarlar, milenyumdan fazla bir süreden beri, tema ve karakterlerle dolu eşsiz bir hazine odasını Kutsal Kitap’ta bulmuşlardır. Çeşitli anlayışları içeren ama tam bir tutarlılığa sahip olan Kutsal Kitap’ta, burada buldukları Tanrı ve İnsan, İyi ve Kötünün çekişmesi, sevgi, kıskançlık ve bir insanlığın özgürlük, gerçek ve adalet için verdiği savaş gibi sonsuzlarca motifi resmetmek için tekrar tekrar çalışmışlar; tekrar tekrar tefsir etmişlerdir.”

Susan Gallagher ve Roger Lundin, Kutsal Kitap’ı şu kelimelerle takdir etmişlerdir: “Uygarlık tarihinin en önemli belgelerinden birisi, sadece kutsal ve esinleme kaynağı bir yazı olarak kabul edildiği için değil, aynı zamanda Batı düşünce sistemi üzerindeki devasa etkisinden dolayı Kutsal Kitap’tır. En azından, on dört yüzyıldan beri baskın bir dünya görüşü olan Hristiyanlık ve onun merkezdeki kitap, batı kültürünün oluşmasında baş rolü oynamıştır. Bu nedenle, içinde bulunduğumuz Hristiyanlık sonrası döneminde yazılanlar da dahil olmak üzere birçok edebi yazı, sık sık Hristiyan geleneklerini ve Kutsal Kitap’ı kaynak olarak kullanmaktadır.”

Tanınmış roman yazarı ve Nobel Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel, şu yorumun da sahibidir: “Esinlenerek yazılmış olan Kutsal Kitap’ın kendisi de aslında bir ilham kaynağıdır. O’nun sosyal alanda, etik anlayışta ya da edebi yaratıcılıkta yarattığı etkinin bir eşi daha mevcut değildir… Karakterleri heyecanlandırıcı, hikâyeleri sonsuza kadar geçerli, zaferleri ve yenilgileri ezici bir etkiye sahiptir. Her göz yaşı bizlere dokunmaktadır, her sesleniş bizleri parçalamaktadır. Başka bir asrın yazıları olmasına rağmen, Kutsal Kitap’ın şiirlerinin kendileri asla eskimez, çağı geçmez. Yüzyılların gerisinden bizlere, direkt olarak hep beraber ve tek tek seslenmektedirler.”

Bar-Ilân Üniversitesi’nin emeritus Profesörü Harold Fisch, şu konuya dikkatleri çekmiştir: “Kutsal Kitap, Batı dünyasının edebiyatına hesaplanması mümkün olmayacak bir derecede nüfuz etmiştir. Eski ya da çağdaş, herhangi bir yazı bütününden çok daha fazla bir şekilde, orta çağdan beri yazarlara, semboller, fikirler ve gerçekleri algılamak için yollar sunan bir ambar olmuştur. Bu etkiyi sadece, direkt olarak İncilsel karakterler ya da konularla ilgili olarak yazılmış kitaplarda ve yazılarda aramak hata olur; konu bakımından tamamen İncilsel olmayan, ancak İncilsel bakış açısından insanlığın ve dünyanın tanıklığını sergileyen engin sayıda şiir, oyun ve diğer edebiyat türlerinde eserler mevcuttur.”

Artık bir klâsik olarak kabul edilmiş olan Anatomy of Criticism (Tenkitçiliğin Anatomisi) eserinin yazarı, dünyaca tanınmış edebiyat eleştirmeni Northrop Frye, şu sonuca varmıştır: “Batı edebiyatı, diğer bütün kitaplara kıyasla en fazla Kutsal Kitap’tan etkilenmiştir.”

Yirmi beş sene sonra Frye, bir yazısında şu cümleyi yazmıştır: “Kutsal Kitap’ı bilmeyen bir İngiliz Edebiyatı öğrencisinin, kısa bir süre sonra, okuduğundan çok fazla bir şey anlamadığını fark ettim: En özenli öğrenci bile, devamlı olarak kinayelere başvuracak; hatta cümlelerin anlamlarına yanlış yüklemelerde bulunacaktır.”

Tarihçi Philip Schaff, The Person of Christ (Amerikan Arazi Derneği yayınları, 1913) isimli yazısında, Kutsal Kitap’ın ve Kurtarıcı’nın eşsizliğini klâsik bir şekilde tarif etmektedir:
Nasıra’lı İsa denilen bu kişi, parası ve ordusu olmadan, Büyük İskender’den, Sezar’dan ve Napolyon’dan çok daha fazla insanı tebaasına almış; bilimi ve eğitimi olmadan, beşeri ve ilâhi konulara bütün felsefecilerden ve bilginlerden daha çok ışık tutmuş; okulların belâgatı olmadan, hayat hakkında o ana kadar ve bugüne kadar hiç söylenmemiş kelimeler telâffuz etmiş ve bir hatibin veya bir şairin ulaşabileceğinden çok ötesinde bir etki yaratmış; tek satır yazmadan, eski çağların ve modern zamanların önemli şahıslarının toplamının gerçekleştirebileceğinden çok daha fazla kalemi harekete geçirmiş; vaazlar, söylevler, müzakereler, bilgelik dolu kitaplar, sanat eserleri ve tapınma ilâhîleri için konu tedarik etmiştir.

Bernard Ramm bu konuya şöyle devam eder:
Kaynakça çalışmalarının, başka hiçbir ilim dalında veya beşeri bilgi dalında benzeri olmayan birçok doğası mevcuttur. M.S. 95’ten başlayarak, Elçisel Babalar’dan modern zamanlara kadar, kaynağı Kutsal Kitap olan geniş bir edebi nehir akıp gitmektedir: Başlangıç olarak gösterebileceğimiz çalışmalar; Kutsal Kitap sözlükleri, Kutsal Kitap ansiklopedileri, Kutsal Kitap atlasları ve Kutsal Kitap yörelerini anlatan kitaplardır. Arkasından da gelişi güzel olarak şu alanlardaki çeşitli kaynakçaları sıralayabiliriz: ilâhiyat, dini eğitim, ilâhi besteleme, misyonlar, Kutsal Kitap dilleri (İbranice, Grekçe lisanlar), kilise tarihi, dini biyografi, diyanet işleri, yorum kitapları, din felsefesi, tanıklıklar, af yazıları ve diğerleri. Liste sonsuza kadar akıp gitmektedir…

İnsanlık tarihinde başka hiçbir kitap, Kutsal Kitap kadar kendisi hakkında bu kadar çok kitabın yazılmasını esinleyememiştir.

Josh McDowell

Bu yazıda geçen konular: