İncil (Yeni Antlaşma) Kutsal Kitap

Kutsal Kitap Metinleri Güvenilir mi?

Bugün sahip olduğumuz Kutsal Kitabın (Tevrat,Zebur ve İncil), özgünüyle aynı olduğunu nereden bilebiliriz? Yüzyıllardır, kopyalarını çıkaranlar, metine ekler, metinden çıkartmalar ya da kendi fikirlerini eklemek gibi müdahalelerde bulunmamışlar mıdır? Bu sorular sıklıkla, Hristiyan kaynaklarını gözden düşürmek için sorulmaktadır.

Kaçınılması gereken üç hata:
Bu metinlerin yanılmaz ve esinlenmiş olduklarını doğru varsaymayınız. Yalnızca öyle göründüğü için kutsal metinlerin yanılmaz ve esinlenmiş olduğu savını desteklemeyiniz… Ancak çoğunluğun mantığı budur…
Özgün metinleri incelerken, elinizdeki güncel Kutsal Kitabı unutunuz ve elinizdeki metinlere eski derlenmiş metinler gözüyle bakınız.
Çağdaş “bilir kişilerin” veya “yetkililerin” neler söylediğiyle başlamayınız ve bu “bilir kişilerin” haklı olup olmadıklarını görmek için, metinlerin kendilerine bakınız.

Metinlerin Geçerliliğini Denetlemek İçin Yöntem:
C. Sanders, Introductıon in Research In English Library History adlı kitabında, tarihsel yazım ve yazınsal eleştiri için kullanılan üç aşamalı bir yöntem ortaya koymuştur.

Kutsal Kitap Metinleri ( Örneğin özgün geleneksel elyazmaları ve bugün elimizde olan metinlerin karşılaştırılması)
İçsel Tutarlılık: (Metinlerin kendi hakkında söyledikleri)
Dışsal tutarlılık: (Metinlerin, yazıldığı çağdaki kişilere, olaylara ve tarihlere dair göndermelerinin doğruluğu)

Elbette Sanders’ın bir dinbilimci değil, askeri tarihçi olduğunu ve bu deneme yöntemini kendi askeri tarih çalışmaları için kullandığını belirtmek yerinde olacaktır.

Şimdi öncelikle, Kutsal Kitabın güvenilirliğini görmek için kendi kaynaklarına bakalım:

Eski Anlaşma
Eski ve Yeni Antlaşmaların her ikisi için can alıcı soru şudur: “Elimizde özgün bir kopyası olmadığına göre, güvenilir en eski el yazmaları ile, Eski Anlaşma’yı yeniden, -bütün içinde yer alan kişi, yer ve olaylar ışığında- derleyebilir miyiz?

Yazıcılar:
O devirde, yazıcılar işlerini ücret karşılığı yapıyorlardı. Basımevleri yoktu ve yazıcılık bir meslekti. Bu görev çoğunlukla dindar bir Yahudi tarafından üstleniliyordu, ve uğraştıkları yazıtların Tanrı sözü olduğunu biliyor ve kopyalama işleminde çok dikkatli davranıyorlar ve öylesine yazıp geçmiyorlardı. Elimizdeki en eski toplanmış İbranice Tevrat kopyası (el yazması) İ.S. 900 yıllarına tarihlendirilir.

Masoretik Metin:
Onuncu yüzyılın başlarında (İ.S. 916), “Masoret” adıyla anılan bir grup Yahudi ortaya çıktı. Kutsal metinlerin kopyalanması konusunda çok titizlerdi. Öyle ki, -paragraf ve noktalama işaretleri kullanmaksızın- kullandıkları harflerin toplam rakamını bilir ve herhangi bir metnin, karşılıklı olarak tam orta noktasındaki harfi söyleyebilirlerdi. Eğer tutmuyorsa tüm metin yeniden yazılırdı. Bu metinlerin eski Yunanca ya da Latince kopyaları da tutarlılıklarını, -İ.Ö. 100 ile İ.S. 900 arasındaki 100 yıl zaman farkına rağmen- ortaya koymaktadır. Ancak 20. yy’a gelene kadar elimizde, İbranice aslıyla karşılaştırma yapmamız için yeterli bilgi yoktu.

Ölü Deniz Tomarları:
1947 yılında, Ölü Deniz yakınlarındaki bir vadide, bir keçi çobanı, ilginç bir takım kil testiler buldu. Testilerin içinde deri tomarlar vardı. Kumran bölgesindeki “Ölü Deniz Tomarlarının” bulunması, 20. Yüzyılın en önemli arkeolojik keşiflerinden biri olarak takdir gördü. Bu tomarlar, İ.Ö. 150 ile İ.S. 70 yılları arasında, bir vadiye yerleşmiş bir manastır hayatı yaşayan çiftçi Yahudi komünün varlığını ortaya koyuyordu. Bu testilerde bulunan tomarların, Romalıların ülkeyi işgal edeceği anlaşıldığı zaman, Ölü Denizin kuzeybatısındaki uçurumluk bölgedeki mağaralara saklandığı tahmin ediliyor. Ölü Deniz tomarları, İşaya’nın tamamını, öte taraftan İşaya’da 38-6 yı kapsayan bir bölümünü, Habakkuk’un iki bölümünü ve tüm Eski Anlaşma kitaplarından bölümler içeriyor (Yaradılış, Çıkış, Levililer, Sayılar ve diğerleri).

Bu metinler İ.Ö. 100 yıllarına tarihlendirilir. Bu yazıtların, ve özellikle İşaya metninin tamamının ortaya çıkması konusunda Merill. F. Unger şöyle diyor: “İşaya’nın bu tam metni gerçekten anlaşılabilir bir duyarlılık yaratmıştır çünkü Eski Anlaşma’ya ait ulaşabildiğimiz en eski ve önemli yazıdır. 1000 yıllık masoretik geleneğe bağlı metinlerin değişmemiş olduğunu göz önüne koyuyor”

Kumran Yazıtlarının en önemli özelliği, Kutsal Kitap inceleyicilerine 1000 yıllık bir fark göz önüne alındığı zaman, metinlerin değişmemiş olduğunu göstermesidir.

Ortaya çıkan nedir? İşaya 57’nin 1000 yıl farkla yazılmış metinlerini karşılaştırdığımızda yalnızca 17 sözcüğün değişmiş olduğunu görürüz.. Üstelik bunların 10’u Amerikan ve İngiliz İngilizcelerindeki “Honor” ve “Honour” gibi İbranice lehçeleri arasındaki farklar ve metnin anlamını kesinlikle etkilemiyor. Kalan dört adet çok ufak farklılık, “ve” gibi bağlaçların kullanımına ilişkin. Son alarak ele aldığımız üç farklılık ise İbrani’ce “ışık” sözcüğüne ilişkin: Eski metinde “görecekler” şeklinde geçiyor (11. ayet). Bu bölümdeki 166 sözcük arasında, ancak bu sözcük şüphe uyandırabilir, ancak pasajın anlamını kesinlikle değiştirmiyor.

Septuagint :
Eski anlaşmanın “Septuagint” (“Yetmişler” Lat. Ç.N.) olarak adlandırılan Eski Yunanca çevirisi de, bize, kopyalayanların masoretik metin ile uyum içinde olduklarını gösterir. Septuagint, İ.Ö. 200 yıllarında Yetmiş Yahudi kutsal kitap uzmanı tarafından çevrildiğinden, genellikle “LXX” olarak anılır. LXX İbranice’den Eski Yunanca’ya oldukça iyi bir çeviridir ve bugün elimizde özgün metnin kopyası vardır.

SONUÇ: Eski Yunanca Elyazmalarının Tanıklığı:
Günümüze kadar gelen 4000 den fazla Eski Yunanca ve değişik malzemeler üstüne yazılmış el yazması vardır.

Papirüs ve Parşömen:
Hristiyanlığın ilk devrinde, yazılar çoğunlukla papirüse yazılırdı. Uzun süre dayanabilen bu kamışlar, kontrplak haline getirilir ve güneşte kurumaya bırakılırdı. 20 yüzyılda, özellikle Afrika ve Orta Doğu’nun nemden uzak bölgelerinde, Kutsal Kitab’a dair olsun – olmasın bir çok papirüs bulunmuştur.

Diğer kullanılan malzeme ise parşömendi. Koyun ya da keçi derisinden elde edilen parşömen, (“yol gösteren” Fransızca “par chemin”. Ç.N) yerini ortaçağda kağıdın almasına kadar temel yazı malzemesi olarak kaldı. Çünkü az bulunurdu ve elde edilmesi çok pahalıya geliyordu.

ÖRNEKLER:
Codex Vaticanus ve Codex Siniaticus (“Vatikan ve Siniat Metinleri” , Ç.N) :
Elimizde İ.S. sonra dördüncü yüzyıla tarihlendirilen çok iyi iki adet Yeni Anlaşma kopyası vardır (İ.S. 325 ve 450).
Eski Papirüsler ( Latince Papirus ya da papyrus ve çoğul olarak Papirii ya da papyrii Ç.N) :
Bu papirüsler, Vatikan ve Siniat metinlerinden çok daha önceye, 100 ve 200 yılları civarına tarihlendirilirler (İ.S. 180-225) .. En önemlileri Chester Beatty papirüsü (sayfa 45, 46,47) ve Bodmer’in 2., 14., ve 15. Papirüsleridir (sayfa 46 ve 75)
Yalnızca bu elyazmalarıyla bile, Luka, Yuhanna; Romalılar ve Korintliler 1 ve 2, Galatyalılar, Efesliler, Filipililer, 1. ve 2. Selanikliler, İbraniler’in tamamını ve Matta, Markos, Elçilerin İşleri ve Esinleme’nin büyük bölümünü bir araya toplayabiliyoruz.
Eski Bölümler:
Büyük olasılıkla, bilinen en eski el yazması, Yuhanna 18:31-33 ve 37 yi içerendir. “Rylands papirüs” olarak anılır ve İ.S. 130’a tarihlendirilir ve Mısır’da bulunmuştur. Rylans el yazmaları, Kutsal Kitap eleştirmenlerinin, dördüncü kitabın (Yuhanna.. Ç.N) 1. yüzyılda yazılmadığı fikrinden dönmeye zorlamıştır.
ÜÜstte bahsi geçen parşömen ve el yazmalarının tanıklığı, Yeni Antlaşma’nın, birinci yüzyılın sonuna doğru kağıda döküldüğüne dair ortak fikri ortaya koyuyor.

VERSİYONLAR (ÇEVİRİLER)
Elimizdeki Eski Yunanca metinlerle beraber ve Yerome’ye ait 384-400 arasına tarihlendirilen ve elimizdeki latince metinlerle aynı olan metinlerin yanı sıra (8000 Latin Vulgat kopya), Suriye’de 1000’den fazla Kept (Kıpti Ç.N) dilinde, Ermenice ve Etiyopya dilinde metin bulunmuştur.br />
KKİLİSE BABALARI
Yeni Anlaşmaya dahil eski yazıların kesinliği açıktır. Eski Kilise Babalarının (İ.S. 100 – 450) yazılarında Kutsal Kitap’tan binlerce alıntı yapılmıştır. Eğer bir gecede elimizdeki tüm el yazmaları ve eski kopyalar yokolsa, Kilise Babalarının yazılarından Yeni Antaşma’yı (İncil) 15-20 – ayet dışında- tamamen baştan derleyebiliriz. Eski ve elimizde olan metinlerle karşılaştırdığımızda, Yeni Antlaşma metinlerinin sağlıklı olduğu ortadadır.