Kutsal Kitap

Kutsal Kitap’ı Nasıl Çalışmalıyız?

Kutsal Kitap çalışması, öncelikle İsa Mesih’in, O’nun yaşamının, ölümünün ve dirilişinin Kutsal Yazılar’ın merkezi olduğu kabul ederek yapılmalıdır. Tanrı’nın kurtaran sevgisi, Mesih’te açıklanmıştır; ki bu tanıklık, Kutsal Kitap vahyinin temelidir. Kısaca, Kutsal Kitap, dünyayı çok seven ve onu Oğlu aracılığıyla kurtarmaya karar veren Tanrı’yı anlatır. Bizler, Tanrı’nın gücünü ve büyüklüğünü çevremizdeki doğaya bakarak da görebiliriz; çünkü, onu yaratan Tanrı’dır ve yüceliği onda sergilenmektedir. Ancak, Tanrı’nın lütfu, O’nun düşmüş dünyaya gösterdiği kurtaran merhameti, bize yalnızca Kutsal Yazılar’da açıklanmıştır. Aslında, doğada açıklanan Tanrı bilgisini anlamak için Kutsal Yazılar’ın Mesihi’nde açıklanan Tanrı bilgisi anlamak şarttır.

Bu kitabın amacı, Kutsal Kitap mesajını baştan sona İsa Mesih odaklı bir şekilde vermektir. Bu tutum, genellikle Kutsal Kitapsal Teoloji olarak bilinir. Vahiysel kayıttan ortaya çıkan şemayı keşfetmeyi amaçlayan tematik Kutsal Kitap çalışması da denebilir. Mesih merkezli bir şekilde ve Kutsal Kitap’ın genel mesajını bağlı kalarak Tanrı’nın kendini açıkladığı tarihsel olaylara büyük önem gösterir. Daha iyi bir deyişle, Kutsal Kitap’taki herhangi bir mesajı, genel mesaj ışığında açıklamayı hedefler. Diğer bir deyişler, Kutsal Kitap’taki herhangi bir mesajı, Tanrı’nın dünyayı Oğlu aracılığıyla kurtarma planı çerçevesinde anlamaya çalışmaktır.

Bu çalışma, Tanrı’yı tanıma ve O’nun isteğini anlamayla ilgili varsayılan bazı fikirler üzerine kurulmuştur. Bu fikirler, aşağıdaki dört maddede sıralanmıştır:

  1. Tanrı, kendini ve isteğini, hem ilahi sözünde hem de işlerinde açıklar. Yani, Tanrı, kendini hem söyledikleriyle hem de yaptıklarıyla açıklamıştır. Kutsal Kitap, insanoğlunu kurtarma amacını hem söyledikleriyle hem de yaptıklarıyla gerçekleştiren Tanrı’nın kendini açıklamasıdır. Bu yüzden insanoğlunun itaati gerekmektedir. Dinlemeliyiz. Kendi düşüncelerimize veya toplumunu isteğine göre bunu uyarlayamayız.
  2. Kutsal Kitap, tarihsel vahiydir. Tanrı’nın sözüyle ve eylemleriyle kendini açıklaması, öncelikle somut tarihsel olaylara hitap etmektedir. Kutsal Kitap’taki farklı metinleri yorumlayabilmek için bazı tarihsel şartları anlamak gerekir.
  3. Kutsal Kitap, kurtuluş tarihi Kutsal Yazılar, Tanrı’nın dünyayı kurtarma amacının açıklanmasıdır. Odak noktası budur. Tanrı’nın ne yapmaya karar verdiğini ve bunu kaybolmuş dünyayı kurtararak nasıl gerçekleştirdiğini açıklar. Tanrı’nın bir halkı kendisiyle paydaşlığa çağırarak kurtarma amacını açıklaması sürecinde bir çok ahlaki uyarılar olsa da, Kutsal Kitap, ahlaki öğütler için başvurulacak bir dergi değildir.
  4. Kutsal Kitap, kademeli olarak ilerleyen kurtuluş tarihi vahyidir. Bir defada gerçekleşen bir vahiy değildir, aksine, öngörü ve vaatten gerçekleşmeye ve tamamlanmaya, üstü örtülüden açığa, tomurcuktan tam yetişmiş çiçeğe doğru ilerler. Bununla birlikte, tüm bu gelişim süreci boyunca sadece tek bir tema vardır: Tanrı’nın dünyayı kurtarma planı.

Kutsal Kitapsal Teoloji kavramının kullanılması, teolojimiz için Kutsal Kitap’a bağımlılığımızı vurgulamaktadır. Aynı biyolojinin (Grekçe Bios) canlı bilimi ve sosyolojinin(Latin Socius) insan ilişkileri bilimi olması gibi teoloji de(Grekçe Theos logos), Tanrı bilgisi veya çalışması demektir. Ancak, Tanrı’ya bitkiler çalışıldığı gibi veya insanlara çalışıldığı gibi çalışılamaz; çünkü Tanrı, insan araştırmasının bir nesnesi şekline indirgenemez. Bu yüzden teoloji, sadece Tanrı’nın kendini açıkladığı kadar bilgiyle ilgilenir; çünkü insan, araştırarak (akademik veya başka bir şekilde) Tanrı’nın doğasını keşfedemez, hatta tahmin bile edemez. Sınırlı insan aklı, Tanrı’yı kavrayamaz ve eğer bu mümkün olsaydı bile, insan dili böyle bir bilgiyi iletme de yetersiz kalırdı. Bu yüzden, “Tanrı’nın düşüncelerini de Tanrı’nın Ruhu’ndan başkası bilemez” demektedir Elçi Pavlus.

Fakat insan sorgusuna tabi olmayan Tanrı, Sözü-Vahyi aracılığıyla kendini açıklamıştır, ki bu Söz-Vahiy, insan aklına girer ve ona bir karşılık verilmesi beklenir. Rab’bin sözüne verilen bu karşılık, ya sevinçli bir itaat ya da karşıt bir isyan olur. Tarafsız yer diye bir şey yoktur. Bu yüzden teoloji, Tanrı’nın Sözü-Vahyi’nde O’nunla ilgili inanılması gerekenlerle ilgilenir, insanın buna cevabını denetler ve onu düzenler.

Tanrı Sözü ifadesi, Kutsal Kitap’tan çok daha kapsayıcı ve geniştir. Bizler, aracılığıyla her şey yaratılan ve varlığını sürdüren Rab’bin Sözü’nü yazılı kayıttan asla anlaşılamayacağını kabul ediyoruz. Ancak, bu evrensel Söz’ü bizim için aydınlatan ve bu yüzden çalışmamıza yön vermesi gereken tek yanılmaz kaynak Kutsal Kitap’tır.

Bir yandan Tanrı’nın sözü, diğer yandan da insan yazarlarının ürünü olan Kutsal Kitap’ın gizemi, çözülemeyenlerdendir. İmana ait olan bir sır olarak kalsa da, Kutsal Kitap, Ruh’un esinlemesi, yani Tanrı’nın verdiği söz olarak kabul edilince bu dünyada değiştirici ve dönüştürücü bir güce sahiptir. Özellikle Reformasyon ve Büyük Misyon Yüzyılı zamanında bunun üzerinde durulmuştur. Emily Brunner’in de belirttiği gibi, Kutsal Kitap’ın kaderi, Hristiyanlığın kaderidir. Kutsal Kitap, yetkili ve güvenilir olarak tanındığı zaman, Kilise canlılık sergiler ve bir amaca sahip olur.

Bu çalışma boyunca sürekli olarak Kutsal Yazılar’ın temel birliğine işaret edilecektir. Kutsal Kitap, bazı Hristiyan ve Yahudilerin yazdığı dini ve ahlaki yazılardan ibaret bir derleme değildir. Temel olarak Kutsal Kitap, İsa Mesih ile doruğa ulaşan ve sonunda doğruluk ve esenlik krallığıyla sonuçlanacak olan Tanrı’nın dünyayı kurtarma planının tarihini kaydeden ve birçok farklı kitaptan oluşan bir kitaptır. Tarihsel ve dilbilimsel farklılıklar çok açıktır, fakat farklı bölümlerdeki asıl mesaj, tutarlı bir temayı izler. Bu kitabın amacı, bu tutarlı temayı açıklamaktır. Asıl amaç, detaylı bir Kutsal Kitap analizi sunmak değil, sadece ana temayı aydınlatmak için detayları vermektir.