İncil (Yeni Antlaşma) Kutsal Kitap Tevrat (Eski Antlaşma)

Kutsal Kitap’ın Uygarlıklar Üzerine Etkisi

Kutsal Kitap aynı zamanda uygarlık üzerine yaptığı etki bakımından eşsizdir. Geisler ve Nix’in az ve öz ifadesi şudur: Tarih dalında çalışma yapan herkes için, Kutsal Kitap’ın ve onun öğretişlerinin Batı dünyası üzerindeki etkisi aşikârdır. Benzer bir şekilde, dünya olaylarının akışında Batı dünyasının etkin rolü, açık ve seçiktir. Uygarlık, Yahudi-Hristiyan Kutsal Kitap’ından etkilendiği kadar, başka hiçbir kitap ya da kitaplar serisinden etkilenmemiştir. Aslında, dünyadaki hiçbir yüksek ahlâk ya da din eseri, Hristiyan sevgi prensibindeki ahlâki derinliği geçememekte ve Kutsal Kitap’ın Tanrı’ya bakış açısından daha yüce bir manevi konsept ortaya koyamamaktadır. Kutsal Kitap, insanlık için var olan ve uygarlığı şekillendirmiş olan en yüce ülküleri sunmaktadır.

Grady Davis, The New Encyclopedia Britannica’da şöyle yazmıştır: “Kutsal Kitap; Tanrı, evren ve insan görüş açısını, bütün önde gelen Batı dillerine ve bu sayede Batı insanının entelektüel sürecine sokmuştur.” Aynı zamanda şu ifadede de bulunmuştur: “Matbaanın icadından (15. yüzyılın ortalarından) beri Kutsal Kitap, antik bir yakın doğu edebiyat eserinin tercümesinden çok daha öte olmuştur. Asla yabancı bir eser gibi görülmemiş; Batı’nın entelektüel, ahlâki ve ruhsal ideallerinin oluşmasında, en kolay ulaşılabilen, samimi ve güvenilir bir kaynak, aynı zamanda bir de karar mercii olmuştur.”

Gabriel Sivan ise şu görüşte bulunmuştur: “Kutsal Kitap; özgürlük savaşçısına kudret, mazlumlara cesaret, sosyal reformistlere şablon, yazar ve sanatçılara ise esin vermiştir.” (Sivan, BC, 491)

Fransız filozof Jean Jacques Rousseau ise, zamanında şöyle haykırmıştır: “Bizim filozoflarımızın eserlerine bakın ve farkına varın; tüm cafcaflı telâffuzlarına rağmen, Kutsal Kitap ile kıyaslandıkları zaman, ne kadar bayağı ve aşağılıklar! Bir kere bu kadar yalın ve yüce bir kitabın sadece insan eseri olması mümkün müdür?”

Kenneth L. Woodward, Newsweek dergisinde şu konuya işaret etmektedir: “İki bin yıldan sonra, … yüzyılların kendisi bile Nasıra’lı İsa’nın doğumu ile ölçülmektedir. Avrupa’daki, Amerika’daki ve Orta Doğu’daki takvimlerde olduğu gibi, Çin’deki ve Hindistan’daki takvimlerde de, bu sene üçüncü milenyumun şafağı kaydedilecektir.” (Woodward, “İsa’nın 2000 Yılı”, Newsweek, Mart 29, 1999, syf. 52)

Josh McDowell

Bu yazıda geçen konular: