Tanrı Teoloji & Doktrin

Melekler Konusunda Kurgular Yapmamalıyız

Melekler Tanrı’nın buyruklarını yerine getirmek için atanmış hizmetliler olduğundan, Tanrı tarafından yaratıldıkları tartışma götürmez [Mez. 103:20-21]. Meleklerin yaratıldıkları zaman ve düzen konusunda sorun yaratmak gayretten çok inatçılığın kanıtı değil midir? Musa, göğün ve yerin bütün öğeleriyle tamamlandığını söylüyor [Yar. 2:1]. O zaman yıldızların ve gezegenlerin dışında, daha uzaktaki göksel öğelerin hangi gün oluşmaya başladığını da endişeyle sorgulamanın ne anlamı var? Bütün dinsel doktrinlerde olduğu gibi, burada da alçakgönüllülüğün ve ayıklığın tek kuralına daha fazla yol almadan sarılmayı unutmayalım: Tanrı’nın Sözü’nde bize açıklananların dışında kalan, bilinmeyen konuları konuşmayalım, tahminde bulunmayalım, hatta öğrenmeye çalışmayalım. Ayrıca Kutsal Yazı’yı okurken, bu eğitici konuları araştırmaya ve düşünmeye aralıksız gayret etmeliyiz. Meraka kapılmayalım ya da yararsız şeyleri araştırmayalım. Rab bizi, semeresiz sorularla değil, Tanrı’ya sıkıca bağlılık göstererek, O’nun adından korkarak, gerçek bir güvenle ve kutsallık görevlerinde eğitmek istediği için, bu bilgiyle yetinelim. Bu nedenle, gerektiğince bilge olacaksak bu boş tahminlerden vazgeçmeliyiz. Tanrı’nın doğayı, düzeni, meleklerin sayısını anlattığı Sözü’nün dışında kalan bu konuları işe yaramayan insanlar öğretmişlerdir. Birçok kişinin bunlara, her gün yararlanılan şeylerden daha açgözlülükle saldırdığını ve bunlardan daha çok zevk aldığını biliyorum. Ama Mesih’in öğrencileri olmaktan utanmıyorsak, emrettiği yöntemi izlemekten de utanmayalım. O’nun öğretişiyle yetindiğimizde bizi vazgeçmeye çağırdığı bu son derece boş düşünceleri bırakmakla kalmayacağız, bunlardan tiksineceğiz de.

Bu Dionysius her kimse[1] Gökteki Hiyerarşi’sinde birçok konuyu incelikle ve ustaca ele aldığını hiç kimse inkâr etmeyecektir. Ne var ki, biri bunu daha yakından incelediğinde büyük bölümünün sadece boş konuşma olduğunu görecektir. İlahiyatçının görevi, kulakları geveze konuşmalarla avutmak değil, gerçek, kesin ve yararlı şeyler öğreterek vicdanları güçlendirmektir. Bu kitabı okuduğunuzda onun, öğrendiklerini değil, kendi gözleriyle gördüklerini anlatan gökten düşmüş bir adam olduğunu düşünürsünüz. Ancak, üçüncü göğe götürülen Pavlus [2Ko. 12:2] bu konuda hiçbir şey söylememekle kalmaz, insanın, gördüğü gizli şeylerden söz etmesinin de yasaya uygun olmadığını belirtir [2Ko. 12:4]. Bu nedenle bu akılsızca bilgeliğe elveda diyerek, RAB’bin meleklerle ilgili olarak bize öğrettiği Kutsal Yazı’daki yalın öğretişi inceleyelim.


“Dionysium illum, quicunque fuerit”. Burada Sözde-Dionysius’un De coelesti hierarchia’sından söz edilmektedir. Olasılıkla Calvin’in aklından Luther’in Babylonish Captivity’nin Atanma konulu bölümü geçiyordu. “Ama bence…her kimse (quisquis fuerit) bu Dionysius’a fazla güvenmek benim için hoşuma gitmiyor, çünkü aslında bilgisi sağlıklı değil”. Luther’in 15 Nisan 1521’de Sorbonne’da mahkûm edilmesi kısmen bu metne dayanıyordu. 15. yüzyılın son yarısında Elç. 17:34’deki Ares Tepesi Kurulu üyesi Dionisios’a atfedilen birçok isimsiz karakterin eseri, 17. yüzyıla kadar evrensel kabul görmemiştir.

John CALVIN

Bu yazıda geçen konular: