Kutsal Ruh Teoloji & Doktrin

Ruh’un Tanrılığına Dair Kesin Tanıklıklar

Aslında Kutsal Yazı, O’ndan söz ederken, “Tanrı” demekten çekinmez. Pavlus, Tanrı’nın Ruhu bizde yaşadığı için, bizim Tanrı’nın tapınağı olduğumuz sonucuna varır [1Ko. 3:16-17; 6:19; 2Ko. 6:16]. Bu gerçeği kolayca geçiştiremeyiz. Aslında Tanrı, bizi Kendisine tapınak olarak seçeceğini sık sık vaat ederken, bu vaadi içimizde yaşayan Ruh’undan başkası yerine getirmez. Kuşkusuz, Augustinus’un çok açıkça ifade ettiği gibi, “Bize Ruh için tahtadan ya da taştan bir tapınak yapmamız emredilseydi bu onur sadece Tanrı’nın hakkı olduğu için, bu emir Ruh’un tanrılığının net bir kanıtı olurdu. Öyleyse şimdi O’nun için bir tapınak yapmamamız ama kendimizin tapınak olmamız gerektiği daha net değil mi?”[1] Elçi de kimi kez, “Biz, Tanrı’nın tapınağıyız” [1Ko. 3:16-17; 2Ko. 6:16], kimi kez de aynı anlamda “Kutsal Ruh’un tapınağı” [1Ko. 6:19] diye yazıyor. Nitekim Petrus, Kutsal Ruh’a yalan söylediği için Hananya’yı azarlayarak, insanlara değil, Tanrı’ya yalan söylediğini belirtiyor [Elç. 5:3-4]. Yeşaya’nın, Her Şeye Egemen Rab’bin konuştuğunu söylediği yerde Pavlus da konuşanın Kutsal Ruh olduğunu öğretiyor [Yşa. 6:9; Elç. 28:23-26]. Aslında genellikle peygamberler telaffuz ettikleri sözlerin Orduların Rab’binin sözleri olduğunu söylediklerinde Mesih ve elçiler bu sözlerin Kutsal Ruh’un sözleri olduğunu söylerler [Krş. 2Pe. 1:21]. Buradan, peygamberliklerin rakipsiz yazarının aslında Yahve olduğu sonucu çıkmaktadır. Ayrıca Tanrı, halkının inatçılığının Kendisini öfkelendirdiğinden şikâyet ettiğinde, Yeşaya, “O’nun Kutsal Ruhu’nu incittiler” diye yazar [Yşa. 63:10]. Sonuçta, Oğul’a küfür eden bağışlanabilse bile, Ruh’a küfür etmek ne bu çağda ne de gelecek çağda bağışlanır [Mat. 12:31; Mar.3:29; Luk. 12:10]. O’nun bu tanrısal yüceliği, Kutsal Ruh’u kederlendirmenin ya da küçümsemenin bağışlanamayan bir suç olduğunu açıkça duyurmaktadır. Kilise babalarının yararlandıkları pek çok tanıklığı bilerek atlıyorum. Evrende Kutsal Ruh’un işinin Oğul’unkinden daha az olmadığını kanıtlamak için, Davut’un, “Gökler RAB’bin sözüyle, gök cisimleri ağzından çıkan solukla yaratıldı” [Mez. 33:6] sözünden alıntı yapmanın bir gerekçe olduğunu düşünmüşlerdir. Mezmurlar’da aynı şeyi iki kez tekrarlamak yaygın bir uygulama olduğu için ve Yeşaya’da “soluk”la “söz” aynı anlama geldiği [Yşa. 11:4] için bu yetersiz bir nedendir. Bu nedenle, Tanrı adamlarının düşüncelerinin güvenle yaslanabileceği sadece birkaç noktaya değinmeyi tercih ediyorum.


[1] Augustine, Letters, clxx, 2 (MPL.33.749; çev. FC 30.62).

John CALVIN

Bu yazıda geçen konular: