Teoloji & Doktrin

Tanrı’nın Egemenliği Her Olayda Bizim Özgürlüğümüzün Üzerindedir

Bunların belirli örnekler olduğu, O’nun egemenliğinin hiçbir şekilde her durumda geçerli olmaması gerektiği söylenerek karşı çıkılacaktır1 5. Ama benim iddiamı yeterince kanıtladıklarını söylüyorum: Tanrı ne zaman sağlayışının yolunu açmak istese dışsal olaylarda bile insanların istemlerine diz çöktürmekte, değiştirmektedir. İsteyin ya da istemeyin, gündelik deneyimleriniz sizi, kendi seçme özgürlüğünüzden çok, Tanrı’nın harekete geçirdiğini anlamak zorunda bırakmaktadır. Yani yapılması kolay olan işlerde cesaretiniz kırılırken, en basit konularda hükme varmak ve anlamak çoğunlukla sizi başarısızlığa uğratır. En karmaşık konulardaysa tam tersine hemen seve seve öğüt verilir; önemli ve kritik konularda her zorluğun üstesinden gelecek cesaretiniz vardır.

Süleyman’ın sözlerini ben böyle anlıyorum: ” İşiten kulağı da gören gözü de RAB yaratmıştır” [Özd. 20:12]. Bana öyle geliyor ki, Süleyman bunların yaratılmasından değil, işlevleriyle ilgili olarak verilen özel armağandan söz etmektedir. “Kralın yüreği RAB’bin elindedir, kanaldaki su gibi onu istediği yöne çevirir” dediğinde [Özd. 21:1], aslında Süleyman, tek bir biyolojik türle bütün familyayı algılamaktadır. İnsanın istemi bütünüyle özgürlükten yoksun olmaktan kurtulursa bu ayrıcalık her şeyden önce diğerlerinin istemlerine bir ölçüde egemen olan kralın istemine bağlıdır. Ne var ki, kralın istemi Tanrı’nın elinde biçimleniyorsa bizim istemlerimiz de bu durumdan muaf değildir. Augustinus’un bu konuda ünlü bir sözü vardır: “Gayretle araştırılırsa Kutsal Yazı, sadece kötü isteklerden iyi istekler yaratmanın değil, bunları iyi eylemlere ve sonsuz yaşama yönlendirmenin de Tanrı’nın gücü dâhilinde olduğunu belirtir; ama bu dünyadaki yaratıkları koruyan iyi istekler de böyledir. Bunlar o kadar O’nun gücü dâhilindedir ki, nerede ve ne zaman yararlandırmak ya da cezalandırmak istese -aslında en gizemli ama en doğru yargısıyla- bunların meydana gelmesine neden olur.”

John CALVIN