Teoloji & Doktrin

Tanrı’nın “Pişmanlığı” – Tanrı Pişman Olur mu?

Yetkin bir açıklamada bulunmak ve imanlıları rahatlatmak için Tanrı’nın sağlayışı konusundan yeterince söz etmiş olmalıyız (boş insanların meraklarını doyurmak için hiçbir şey yeterli olamaz, önümüze bazı parçalar çıkmasaydı doyurmak istememiz de gerekmeyecekti). Bunlar, yukarıdaki açıklamanın tersine, Tanrı’nın planının sağlam ve kesin değil, aşağıdaki şeylerin doğasına yanıt olarak değişken olduğunu akla getiriyor. Birincisi, Tanrı’nın, insanı yarattığına [Yar. 6:6], Saul’u krallığın başına getirdiğine [1Sa. 15:11], halkının yüreğinde bir değişiklik hisseder hissetmez başlarına kötülük getirme kararırından [Yer. 18:8] pişman olduğundaki gibi, Tanrı’nın birçok kez pişman olduğundan söz edilmektedir. Sonra, bazı kararlarını iptal ettiğine de göndermede bulunulmaktadır. Yunus aracılığıyla Ninovalılara kırk gün sonra Ninova’nın yıkılmasına karar verdiğini bildirmiştir ama tövbe etmeleriyle hemen ikna olarak onlar için daha iyi yürekli bir karar vermiştir [Yun. 3:4, 10]. Yeşeya’nın ağzından Hizkiya’nın ölümünü duyurmuştur; ama kralın gözyaşlarından ve dualarından etkilenerek bunu ertelemiştir [Yşa. 38: 1, 5; 2Kr. 20:1, 5; Krş. 2Ta. 32:24]. Bu nedenle birçok kişi, Tanrı’nın, insanların işlerine sonsuza kadar sürecek bir hükümle karar vermediği ama herkesin payına düşene göre ya da Tanrı’nın, o kişiyi doğru ve adil diye kabul etmesine göre her yıl, her gün ve her saat şu ya da bu kararı verdiği konusunda çekişirler.

Pişmanlığa gelince, bunun Tanrı’yı bilgisizlikle, hatalılıkla ya da güçsüzlükle suçlamaktan daha fazlası olmadığını kabul etmeliyiz. Hiç kimse bilerek ve isteyerek tövbe etme zorunluluğu altına girmiyorsa, Tanrı’nın da, ne olacağını bilmediğini, bundan kaçamadığını ya da hemen pişman olması gereken bir kararı düşünmeden aceleyle aldığını söylemeden Tanrı’ya tövbe atfedemeyiz. Bu, Kutsal Ruh’un isteğinden çok uzaktır. Kutsal Mez. 31:15 “Hayatım senin elinde”, 20033; “Vakitlerim senin elindedir” 1995 (çev. n.)

Ruh, pişmanlığa göndermede bulunurken, Tanrı’nın vicdan azabından etkilenmediğini, çünkü insan olmadığı için pişmanlık duyamayacağını söylemektedir [1Sa. 15:29]. Aynı bölümde, karşılaştırmanın, görünürdeki çelişkiyle çok bağdaşacak kadar ikisinin de birbiriyle çok karıştırıldığına dikkat etmeliyiz. Tanrı Saul’u kral yaptığında pişman olduğunda kararını değiştirmesi mecaz anlamında anlaşılmalıdır. Az sonra şu eklenmektedir: “İsrail’in yüce Tanrı’sı yalan söylemez, pişman olduğu için vazgeçmez; çünkü O, insan değil ki, pişman olsun” [1Sa. 15:29, mealen aktarma]. Tanrı’nın değişmezliği bu sözlerle açıkça ve mecazsız duyuruluyor. Bu durumda, Tanrı’nın insanın işlerinin yönetimine dair verdiği buyruk hem sonsuza kadardır hem de her tövbenin üzerindedir. O’nun değişmezliğinden kuşku duyulmasın diye, düşmanları bile buna tanıklık etmek zorunda kalmıştır. Balam bile, kendi istemine karşı çıkarak şu sözleri söylemiştir: “Tanrı insan değil ki, yalan söylesin; insan soyundan değil ki, düşüncesini değiştirsin. O söyler de yapmaz mı?” [Say. 23:19].

Kutsal Yazı, bizim anlayabilmemiz için Tanrı ‘nın “pişmanlığından ” söz etmektedir
O zaman “pişmanlık” sözcüğü ne anlama geliyor? Kuşkusuz Tanrı’yı insanı terimlerle bize tanıtan diğer anlatım tarzları gibi bir anlamı vardır. O’nun yüce konumuna ulaşmaktan aciz olduğumuz için, anlayabilelim diye bu, kapasitemize uygun şekilde anlatılmalıdır. O’nu için uygun olan tarz, bize Kendisini olduğu gibi değil, bize göründüğü tarzda anlatmaktır. Tanrı, bütün zihinsel kargaşaların dışında bile olsa, yine de günahlılara öfke duyduğuna tanık etmektedir. Bu nedenle, ne zaman Tanrı’nın öfkelendiğini duysak O’nun duyguları olduğunu hayal etmemeliyiz, tersine, bu ifadenin bizim insan olarak tecrübelerimize dayandığını düşünmeliyiz; çünkü Tanrı her ne zaman hükmünü uygulasa yakıcı ve öfkeli birinin görünüşünü sergiler. Bu nedenle, “pişmanlık” sözcüğünden, davranış değişikliğinden başka bir şey anlamamalıyız, çünkü insanlar kendilerinden hoşnut olmadıklarını kanıtlamak için davranışlarını değiştirme alışkanlığındadırlar. Bu nedenle, insanlardaki her değişim, hoşlarına gitmeyen bir şeyi düzeltmektir ama bu düzeltmenin kaynağı pişmanlıktır. O zaman “pişmanlık” sözcüğü, Tanrı’nın davranışlarını değiştirmesi demektir. Bu arada Tanrı’nın ne planı bozulmuş ne de isteği ve istemi değişmiştir. Ama öncesizlikten beri öngördüğü, onayladığı ve hüküm verdiği şeyi, değişiklik insanların gözüne çok ani görünse bile, kesintisiz bir akış içinde uygulamıştır.

John CALVIN

Bu yazıda geçen konular: