Teoloji & Doktrin

Tanrı’nın Sağlayışı Kesin Olmasaydı Yaşam Çekilmez Olurdu

Tanrı adamının zihnindeki ölçülemeyen mutluluk buradan gelir. İnsan yaşamanı sayısız kötülük kuşatır. Tehdit eden ölümler de sayısızdır. Kendimizden daha öteye gitmemiz gerekmemektedir: Bedenimiz binlerce hastalığın haznesi olduğu -aslında hastalık nedenlerini kendi içinde barındırdığı ve beslediği- için, insan kendi yıkımının çeşitli şekillerdeki yükünü taşımadan ve adeta ölümle kuşatılmış bir yaşamı çekmeden edemez. Tehlike olmadan ne donmasına ne de terlemesine başka ne dersiniz? Nereye dönerseniz dönün çevrenizdeki her şey sadece güçlükle güvenilebilir değil, açıkça birer tehdittir ve anında ölümle tehdit eder gibidir. Gemiye binin, ölümün bir adım uzağındasınız. At binin, ayağınız kayarsa yaşamınız tehlikeye girer. Kentin sokaklarında dolaşın, çatılardaki kiremitler kadar çok tehlikeye maruzsunuz. Sizin ya da arkadaşınızın elinde bir silah varsa, kötülük kapıdadır. Gördüğünüz bütün vahşî hayvanlar sizi mahvetmek için silahlanmıştır. Ama duvarların arasındaki bir bahçeye kapanırsanız görünüşte hoş gelse de kimi kez gizlenip yatan bir yılan vardır. Sürekli yangın tehlikesi olan eviniz gündüzleri sizi yoksul kalmakla, geceleri de üzerinize çökmekle tehdit eder. Tarlanız doluya, dona, kuraklığa ve başka felaketlere maruz olduğu için, sizi kıtlıkla ve böylece de açlıkla tehdit eder. Bizi kısmen evde kuşatan, kısmen de dışarıda peşimizi bırakmayan zehirlenmeleri, pusuları, soygunları ve açık şiddeti geçiyorum. Bu büyük sıkıntılar içinde insan, boynunda sürekli bir kılıç asılıymış gibi, yarı canlı olarak yaşamında endişeyle ve isteksizce güçlükle soluk aldığı için çok acıklı durumda olması gerekmez mi?

Bu olayların ender olduğunu ya da en azından her zaman, herkesin aynı anda başına gelmediğini söyleyeceksiniz. Kabul ediyorum; ama bunların bizim başımıza da gelebileceğine ve yaşamımızın onlarınkinden farklı olmadığına dair başkalarının örnekleri bizim için birer uyarı olduğu için, bu olaylar bizim başımıza gelmek üzereymiş gibi, korkmaktan ve dehşete kapılmaktan başka bir şey yapamayız. O zaman böyle bir dehşetten neyin daha korkunç olduğunu düşünebilirsiniz? Ayrıca Tanrı’nın yaratıkların en soylusu olan insanı kaderin her tür kör ve düşüncesiz darbelerine maruz bıraktığını söylüyorsak Tanrı’ya sitem ederken suçsuz değiliz. Ama burada, insanın, kaderin çizdiği yoldan giderse hissedeceği bu acıklı durumdan söz etmeyi tasarlıyorum.

John CALVIN

Bu yazıda geçen konular: