Genel

Tez 1: İnsanoğlunun evrensel suçluluğu Özgür İrade’nin yanlış olduğunu kanıtlar.

[catlist id=283 numberposts=”-1″ orderby=date order=asc class=”numaralar”] [styled_image w=”140″ h=”158″ align=”right” image=”6776″]Romalılar 1:18, istisnasız olarak her insanın Tanrı tarafından cezalandırılmayı hakkettiğini öğretir. “Haksızlıkla gerçeğe engel olan insanların bütün tanrısızlık ve haksızlığına karşı Tanrı’nın gazabı gökten açıkça gösterilir”. Eğer her insanın “özgür iradesi” varsa fakat istisnasız olarak hepsi Tanrı’nın gazabı altındalarsa bu gerektirir ki onların “özgür iradeleri” onları sadece tek bir yöne doğru götürür – “tanrısızlık ve haksızlık”. Öyleyse, iyilik yapmaları için onlara yardım eden “özgür iradenin” gücü nerede? Eğer “özgü irade” varsa, insanları pek de kurtuluşa götürüyor gibi gözükmüyor çünkü onları Tanrı gazabının altında bırakıyor.

Ama bazı insanlar beni Pavlus’u çok iyi anlayamamakla suçluyor. Pavlus’un, “haksızlıkla gerçeğe engel olan insanların bütün tanrısızlık ve haksızlığına karşı…” diye geçen sözlerinin istisnasız olarak herkesin Tanrı gözünde suçlu olduğu anlamına gelmediğini söylüyorlar. Bu metnin, bazı insanların “haksızlıkla gerçeğe engel” olmayabileceklerini ima ettiğini ileri sürüyorlar. Ancak Pavlus’un burada kullandığı İbranice kalıp, başka hiçbir olasılığa yer bırakmaksızın, bütün insanların tanrısızlığı ve haksızlığı anlamına gelmektedir.

Bunun da ötesinde, Pavlus’un o sözlerden hemen önce neler yazdığına dikkat edin. 16. Ayette Pavlus, müjdenin “iman eden herkesin kurtuluşu için Tanrı’nın gücü” olduğunu söylemektedir. Bunun anlamı şu olmalıdır ki, müjdedeki Tanrı gücünden ayrı olarak hiç kimsede Tanrı’ya dönme gücü yoktur. Pavlus bunun hem Yahudiler hem de Yahudi olmayanlar için geçerli olduğunu söyleyerek devam etmektedir. Yahudiler, Tanrı’nın Yasasını en küçük detayına kadar biliyorlardı, fakat bu onları Tanrı’nın gazabından kurtaramadı. Aynı şekilde Grekler de kültürün getirdiği birçok faydayı tatmaktaydılar, ancak bu da onları Tanrı’ya olduklarından daha fazla yaklaştıramadı. Yahudiler ve Grekler, kendilerini Tanrı önünde aklayabilmek için çok çalışmaktaydılar. Ancak sahip oldukları tüm avantajlara ve “özgür iradelerine” rağmen, tamamen başarısız oldular. Pavlus, bu kişilerin hepsini suçlamakta bir an bile tereddüt etmemektedir.

Sonra, 17. Ayette Pavlus’un, “Tanrı’nın insanı akladığı…açıklanır” sözlerine dikkat edin. Yani, insana doğruluğu veren Tanrıdır. Ama Tanrı aptal değildir. Eğer insanların Tanrı’ya ihtiyaçları olmasaydı, Tanrı insana yardım ederek zamanını kaybetmezdi. İnsanlar her ne zaman iman ederlerse, bunun nedeni Tanrı’nın o kişilere gelip, müjdeyi göstererek, cehaletlerini ortadan kaldırmış olmasıdır. Bu olmaksızın, o insanlar hiçbir zaman kendilerini kurtaramazlar. İnsanlık tarihinde hiç kimse kendi kendine Tanrı’nın gazabını Kutsal Yazılarda açıklandığı şekilde düşünüp, anlamamıştır. Hiç kimse asla, eşsiz bir Kurtarıcının, İsa Mesih’in yaşamı ve hizmeti aracılığıyla Tanrı’yla barışmayı hayal bile etmemiştir. Aslında Yahudiler, peygamberlerinin bildirdikleri onca öğretiye rağmen Mesih’i reddetmişlerdir. Öyle gözüküyor ki, bazı Yahudi ve Greklerin ulaştıkları iyilik düzeyi, Tanrı’yı Kendi belirlediği yolla aramalarını engelledi çünkü herşeyi kendi bildikleri yolla yapmakta kararlıydılar. Bu nedenle, “özgür irade” ne kadar fazla çabalarsa, her şey o kadar kötüye gitmektedir.

İnanlılarla inanlı olmayanlar arasında, kendilerini kurtarma yetisine sahip olan üçüncü bir grup yoktur. Yahudi ve Grekler tüm insanlığı oluşturur ve hepsi Tanrı’nın gazabı altındadırlar. Hiç kimsenin Tanrı’ya dönme yetisi yoktur. İlk önce Tanrı kendisini onlara göstermelidir. Eğer gerçek “özgür iradeyle” keşfedile- bilecek olsaydı, bir yerde, bir Yahudi bunu yapardı! Ne Greklerin en karmaşık felsefeleri, ne de en iyi Yahudilerin en güçlü çabaları (Romalılar 1:21; 2:23,28 ve 29) Mesih’e iman etmeye onları bir adım yaklaştırmıştır. Diğer tüm insanlarla beraber onlar da suçlu günahkarladı. Eğer her insanın “özgür iradesi” varsa, ve her insan suçlu ve mahkümsa, bu sözde “özgür irade” onları Mesih’e getirmede tamamen güçsüzdür. Yani, iradeleri aslında hiç de özgür değildir.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın