Yasa dahil olmak üzere tüm Eski Ahit antlaşması, Tanrı’yı arzulamayı teşvik etmek için verilmişti. Yasa, gerçeğin bir görüntüsüydü ancak geçiciydi. Tanrı yanan yağların kokusunu ya da günahları ortadan kaldıramayan hayvanların kanının dökülmesini gerçekten istememişti. 1. Samuel kitabı kadar erken safhalarda insanlara “itaat etmek kurbandan daha iyidir” (15:22) denmiştir. İşaya ise tüm günahların tek bir kurban tarafından ortadan kaldırılacağını söylemişti (İşaya 53:5,6). “Ne var ki, her iman edenin aklanması için Mesih, Kutsal Yasa’nın sonudur” (Romalılar 10:4).

Ahlaki yasa bizlere, Tanrı önünde suçlu olduğumuzu gösterir. Eğer onu mükemmel bir şekilde yerine getirebilecek olsaydık, sonsuz yaşamı elde ederdik. Ancak yasanın zayıflığı, hiçbir insanın onu hiçbir zaman tamamıyla yerine getirememiş olmasındadır. Kutsalların en önde geleni bile Tanrı’yı tüm yüreği, tüm aklı, tüm canı ve tüm gücüyle sevmemiştir. Süleyman şöyle der, “Gerçek, yeryüzünde iyilik edip suç işlemeyen salih adam yoktur” (Vaiz 7:20; 1. Krallar 8:46).

Ahlaki yasanın iki ana amacı vardır. Birincisi, Tanrı’nın doğruluğunu göstermektir. Buna karşılık da, insanın günahlılığı, mahküm edilmeyi hakkettiğini gösterir. Pavlus şöyle diyor, “Ama Yasa, olmasaydı, günahın ne olduğunu bilmeyecektim. Yasa, “Açgözlü olma” demeseydi, açgözlülüğün ne olduğunu bilmeyecektim” (Romalılar 7:7). Bunu söylemeden önce “Yasa sayesinde günahın bilincine” varıldığını söylemişti Romalılar 3:20). Yasa, bizlerin ne kadar zayıf ve günah işlemeye ne kadar meğilli olduğumuzu gösteren bir ayna gibidir. Pavlus şöyle devam eder, “Tanrı hepsini sözdinlemezliğin tutsağı kıldı”, ama onların hepsini yok edebilmek ya da onları terketmek için değil, “merhametini hepsine göstermek için” bunu yaptı (Romalılar 11:32.

İkinci olarak, yasanın amacı, zorlanmadıkça doğruyu ya da yanlışı umursamayan kişileri dizginlemektir (kontrol altna almaktır). Bu gibi kişilerin yürekleri değiştirilmemiştir ancak yasa, bu kişilerin kötülüklerini eyleme geçirmelerini engeller. Tanrı’nın insanları bu şekilde durdurması gereklidir çünkü aksi taktirde dünya savaşların ve karmaşanın bitmek tükenmek bilmediği bir yer olurdu.

Üçüncü amaç ise, Tanrı’nın içlerinde yaşayıp, hükmettiği inanlılar içindir. Yasa, her gün inanlıların Tanrı’nın doğası ve arzusu hakkında daha fazla öğrenmelerine yardım eder, ki bu da inanlıların arzuladığı ve özlem duyduğu bir şeydir. Bunun yanında inanlıların öğretişe olduğu kadar, teşvik edilmeye de ihtiyaçları vardır ve Tanrı’nın Yasasını okuyup, çalıştıklarında itaat etmeye teşvik edildiklerini görecekler ve kötü yola kolayca düşmemek için düşünüşlerinde güçlendirileceklerdir. Mesih’e inanan bir kişi bir zamanlar şöyle yazmıştı: “Rab’bin yasası yetkindir, cana can katar, Rab’bin buyrukları güvenilirdir, saf adama bilgelik verir. Rab’bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir, Rab’bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır” (Mezmur 19:78). “Sözün adımlarım için çıra, yolum için ışıktır” (Mezmur 119:105).

John Calvin, Kutsal Kitap Hristiyanlığı

Bu yazıda geçen konular: